Fenerbahçe, Türk futbol tarihinin en onurlu duruşuna imza atarak, TFF'nin her şeyi Galatasaray adına dizayn ettiği bu ortamda tüm çirkinlerini suratına vurarak alın kupanızı naparsanız yapın diyerek asrın ayarını verdi.

Kupalar kazanılır kaybedilir bunun hiç önemi yok. Bir camiayı büyük yapan da kazandığı kupalar değil, sergilediği duruştur. Kurulduğu günden bu yana, vatanının ve milletinin menfaatleri doğrultusunda hareket eden, Cumhuriyet döneminden itibarenden Atatürk ilkelerine bağlı cumhuriyet aşığı bir camia olmuştur Fenerbahçe. Asla bir terör örgütüne peşkeş çekilmemiş, kazandığı şampiyonluk posterlerinden oyuncuları kesmek zorunda kalmamıştır.

Bu akşam herkes gördü ki, Lefterlerden, Metin Oktaylardan, Baba Hakkılardan kalan centilmenlik mirası yok edilmiştir. Galatasaray'ın en yakın arkadaşının eşini ayartarak, kendine eş yapan sarı kafalı forveti 17-18 yaşında çocuklara hem de protesto yapmak için çıktıkları maçta gol atarak el kol hareketi yaparak seviniyor, sahadan çekilme sonrası şampiyonlar ligi şampiyonu olmuşçasına sevinç gösterilerinde bulunuyor. Rezillik, ahlaksız diz bozu...

Ey afaki, bre gafiller! Hadi hak etmediğiniz bir kupayı aldınız koydunuz müzenize de rakibinizin protestosuna karşı bari azcık omurgalı olup şerefinizle terk etseydiniz siz de o sahayı. 
Ama nerede...
Suratlarına tükürseniz yarabbi şükür diyecek adamlardan da bu duruşu beklemek ayrı gaflet olurdu.

Şimdi bu rezilleri bir kenara bırakıp soralım!
Bu kupa geçtiğimiz Ağustos ayında oynanması gerekirken neden oynanmadı? Galatasaray'ın sarı kafalı, en yakın arkadaşının eşini ayartan futbolcusu tatil yapıyorken, malum camia henüz transferlerini tamamlamamış ve hazır değilken, erkenden transferini tamamlayarak UEFA Konferans Ligi ön elemelerinde rakiplerine gol yağdırıyordu Fenerbahçe. Bu sebeple oynanmadığını da cümle alem biliyor! 

Hadi diyelim ki oynatmadınız peki Suudi Arabistan krizi sonrası, Lig-Kupa-Avrupa fikstürleri sezon başından belliyken, neden tam da 7 Nisan'da Fenerbahçe'nin en yoğun maç trafiğinde, hem de ülke puanının bu denli önemli olduğu bir iklimde bu maçı oynatmaya karar verdiniz! Peki Galatasaray Avrupa'da yoluna devam etseydi aynı şekilde hareket edecek miydiniz? Elbette ki HAYIR! 

Malum camia lehine dizayn ettiğiniz tüm bu organizasyonda, hakeminiz yumruklandı, Suudi Arabistan'da tarihi bir rezilliğe imza attınız, Fenerbahçeli oyuncular Trabzon'da linç tehlikesi atlattı ve son olarak Türkiye'nin 100.Şerefli yılında oynanması gereken tarihi finali saçma sapan nedenlerle, Fenerbahçe'nin lig ve Avrupa maç trafiğinin ortasına yerleştirerek protestoya maruz kaldınız. Bakın tüm bu rezillikleri 1 sezona sığdıran, hakkındaki terör örgütü iltisakı Baylock iddialarını sonlandıramayan, Galatasaray kongre üyesi Federasyon başkanı hala koltuğunda oturuyor. Pişkinliğin de bu kadarı. Utanmazlar (TFF) birde 28 Temmuz'da kongre kararı almışlar. Amaç ne? Milletin gazını almak mı? Değil! Amaç malum camiayı şampiyon yapmadan görevi bırakmamak!

Türkiye'de futbol bitmiş. Her seferinde söylüyoruz. Fair Play ruhu zaten çoktan ölmüştü. Şimdilerde bahis baronları, kupa kazanmak için her yol mübah diyen, kaostan beslenen yöneticiler ve organizatörlerin oyuncağı haline gelmiş bir oyun haline geldi futbol. 

Fenerbahçe ve başkanı asrın duruşuna imza attı ve "Alın kupanızı, sokun müzenize" diyerek büyüklüğünü bir kez daha gösterdi. 17-18 yaşındaki çocukların protestosunun farkında bile olmayan her yol mübahçılar da bir kez daha gözümüzde un ufak oldular.

Son sözüm de TFF Başkanı Mehmet Efendi'ye; Fenerbahçe'yi hükmen mağlup edebilirsiniz ama hükmederek asla!