Sizin açıklamanızda “Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın.

Bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız,”  dediniz. Edirne (Demirtaş) öyle ya da böyle seçilmiş ve meşru biriydi… Böyle birini muhatap aldırmayıp Öcalan’dan DEM’e uzanan bir adres sunmanız ne kadar hukuki, ne kadar meşru? Bunu gerçekten de anlayamadım!

“Vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız,” diyorsunuz, barış ve örgütün silah bırakması iyi bir şeyse, neden ve sineye çekiyorsunuz? Lütfen bunu da izah eder misiniz? Mevcut durumda ya da sonrasında bizim de sineye çekmemizi gerektiren şey ne? Biz de ona göre sinemizi güçlendireceğiz de, şimdiden ipucu verin bizlere…

Samimiyetimle ve üzülerek söylüyorum ki: Sizin söylediklerinizi biz söyleseydik; ne PKK’lılığımız, ne FETÖ’cülüğümüz, ne CIA - MOSSAD ajanlığımız, ne vatan hainliğimiz, ne de ölmüşlerimizin kemikleri kalırdı! 

Sizin yaptığınız bu çağrıların benzeri çağrıları yaptığından ötürü cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olanlar var, onların da “suçu” sizin sözlerinizi emsal göstererek, düşecek mi?

Merak ediyorum, sizin bu söylediklerinizi memleketiniz olan Osmaniye’de yineleyecek misiniz?

Çözüm ya da Barış Süreci adı her neyse olan bir dönem başladıysa, bizim de vatandaş olarak öğrenmeye hakkımız var mıdır, sizce? Yoksa ağzı gevşek muhatapların aylar - yıllar sonra gelen itiraflarıyla mı öğreneceğiz? Oslo… Dolmabahçe… Mahmur…

“Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, 'Umut Hakkı'nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın,” diyorsunuz…

Öcalan’ın bu çağrıyı yapmasına karşılık (sizin tabirinizle) “kararlı ve dirayetli” duruşuna ödül olarak, Öcalan ve Öcalancılar da umutlanmalı mı?

Ayrıca TBMM’ye sizin “terörist başı” dediğiniz biri bile gelebiliyorsa, o zaman neden Demirtaş TBMM mensubuyken şimdi tutuklu? Kafamız karıştı! TBMM’de vekillerimizi ziyarete gelirken sıkı kontrollerden geçip GBT’mize bakıyorlar da, o yüzden sordum. Herhangi biri sizin söyleminizle gelebiliyor mu?! Kafamız çorbaya döndü…

Bunu söylerken şehit annelerini, eşlerini ve çocuklarını da hesaba kattınız mı? Vallahi samimiyetimle ve tüm merakımla soruyorum: Ne olursa olsun, Öcalan’ın Meclis’e davet edilmesinin taraflar açısından muhasebesi yapıldı mı?

Camianız ve lehinize propaganda yapan herkes “Altılı Masa kazanırsa, Öcalan serbest kalacak,” diyordu…

Şimdi o zaman iki şık var:

Öcalan’ın bir şekilde serbest kalması bir devlet projesiydi… Ama bu Altılı Masa’ya mal edilecekti. Böyle mi?

Yoksa “ barış “ için doğru olan Öcalan’ın bir şekilde serbest kalmasına mı inanıyorsunuz? Böyle mi?

Hangisi?

Toplumsal Uzlaşı için bu çabanızı takdir mi etmeliyiz yoksa cidden söylediklerinizin altındaki derinliği mi yoklamalıyız? Vallahi Billahi Tallahi kafamız karıştı. Satrançta mahir biri olarak, ben de anlayamadım bu hamlenizi. Belki siz bizlere hakaret etmeden ve bizlere tehditler savurmadan izah edersiniz…

Saygılarımla…

Selam, Umut, Sevgi ve Dua İle…

KMA..