Telsizler, Çağrı Cihazları ve Cep Telefonları gibi iletişim aletlerinin Lübnan Hizbullah’ı tarafından Tayvan’dan toplu halde alındığını öğrenen İsrail, bunu fark ediyor ve muhtemelen öncesinden patlayıcı yerleştirip eş zamanlı patlatıyor. Belki de cihazların alınmasını sağlayan da İsrail’di ve radikal dincilerden şikayetçi Tayvan da buna destek verdi. Şimdilik bilmiyoruz… Ve belki de hiçbir zaman gerçeği öğrenemeyeceğiz de…
Bir başka komplo teorisine göre de yüksek dalgalı ve kriptolu frekanslarla/sinyallerle ya da ismini henüz bilmediğimiz bir teknolojiyle cihazların yüksek derecede ısınması sağlandı. Ancak bu ısınmanın da bu kadar hasar bırakacak bir patlamaya neden olabilirliği tartışma konusu.
Ayrıca okuduğum yabancı kaynaklar haberlerine göre; bazı binaların giriş kapılarındaki güvenlik cihazları bile patlıyor. Fotoğrafta görünen parmak izi okuyucu patlamış.
Kısacası ve her koşulda bunun adı: YÜKSEK TEKNOLOJİLİ PSİKOLOJİK ELEKTRO-SİBER SAVAŞI.
Olayı bilenler de bilmeyenler de; bu işlerden anlayanlar için de anlamayanlar için de, Hollywood filmlerinde rastlayacağımız bir şey…
Her terör örgütü gibi Hizbullah da akılsızca ve dikkatsizce davrandı.
İsrail de her zalim ve kan emici devlet gibi hedef gözetmeksizin icraatini yaptı. Olan yine sivillere oldu.
“İsrail Korkusu” radikal dinci gruplara da müslüman karşıtı toplumlara aşılandı.
Herkesin sorduğu soru şu:
İsrail istihbaratı (MOSSAD) o kadar başarılıydı da, neden 7-8 Ekim Saldırılarının önüne geçemedi?
Bu sorunun iki cevabı ya da açıklaması olabilir…
Bir:
Kim ne derse desin, kim kızarsa da kızsın… HAMAS kirli ve derinliklerinde MOSSAD imzası olabilecek bir örgüttür. (Mithat Bereket’in 1989 İntifada Belgeseli ve yine Mithat Bereket’in 2005 Gazze belgesellerine bakabilirsiniz.) Danışıklı dövüş ihtimali çok yüksek.
Demir Kubbe’nin kısa süreli açık olduğunu yani sistem dışı kaldığının bilgisini, İsrail, bilinçli bir şekilde sızdırmış olabilirdi… HAMAS’ın saldırısından duygu sömürüsü yapmayı planlamış ve gayet de başarılı olmuş olabilir…
İki: İsrail, hatalarından ders çıkaran ve çabucak toparlanabilen bir devlet yapısına sahip olduğundan daha sinsi ve bir o kadar da daha tehlikeli olduğunu gösterecekti…
Ki, bu şekilde de gösterdi.
7-8 Ekim Saldırılarındaki başarısızlığının intikamını son derece ileri düzeyde bir akılla ve teknolojiyle almış oldu…
İsrail’in buna benzer suikastleri vardı ancak bu kadar kapsamlı, bu kadar karmaşık ve bir o kadar da komplike bir operasyonu kimse beklemiyordu ve zaten dünya tarihinde de böylesi görülmemişti.
Pekiyi, ne oldu?
Lübnanlıların ve birçok Orta Doğu halkının paranoyak olmasına neden oldu. İsrail’in son derece müthiş bir psikolojik harp yaptığından artık şüphemiz yok. Bununla ilgili hızlıca karikatürler hazırlattı ve global trolleri bunu dünyanın her yerine korkuta korkuta duyurdu.
X platformunda bir siyonistin paylaşımı manidardı: Hizbullah ve HAMAS bugünden sonra posta güvercinleri kullanmak zorunda kalacak. (Psikolojik Harp böyle bir şey işte…)
Her akıllı cihazın doğrudan siber müdahale ile patlatılma ihtimalinin çok düşük olduğu bir gerçek ama İsrail, dünyadaki her iletişim aletini bomba olarak kullanabileceğini gösterdi ya da öyle lanse etti ve herkesi topun ağzına bıraktı.
Gerçi İsrail’in dostu yok da, dostlarına da düşmanlarına da mesaj verdi. Psikolojik Harp Sanatının en iğrenç ustalığını sivil, çocuk, yaşlı ve kadın demeden herkese gösterdi…
Bu işin uzmanları varken, televizyonlarda SGK uzmanlarından tutun da peynircisine; bedelli askerlik yapmışından tutun da spor muhabirine kadar herkes konuşuyor. Savunma sanayisinde elektronik mühendisi ya da yazılım mühendisi olarak çalışmış kişiler konuşmalı. Bomba imha uzman ekipleri ve gayri nizami harp okumuş istihbaratçılar konuşmalı. Siber güvenlik uzmanları konuşmalı…
Ama aynı yüzler ekranlarda ve herb*kolog olarak her şeyin lacivertindeler.
Kimi olaya tarafgil ve duygusal bakıyor; kimi de olaya “Oh olmuş!” diyerek bakıyor. Hayatlarını kaybeden sivillere Allah’tan rahmet; yaralanan sivillere de Allah’tan selamet diliyorum.
Selam, Umut, Sevgi ve Dua İle…
KMA..
