Öncelikle kısaca ve hızlıca “Paralel Dinci” ne demek, açıklayayım:

Kur’ân’a paralel ilerleyen, İslam akidesini ve kaidesini keyfi yorumlayan, belirli bir zümreyi kendi emelleri doğrultusunda “Bu şekilde Kur’ân’ı ve Sünneti anlamalıyız,” diyerek “Falanca Efendi, Filanca Hazret böyle buyurdu,” safsatalarıyla aldatan ve bu aldatılmışları kalem, kelam, banka dekontları, kaset şantajları, bürokrasi ve siyaset yoluyla korkutan ya da tam tersine cesaretlendiren politik dindarlara “PARALEL DİNCİ” denir.

Fethullahçılar, bunlardan sadece biriydi. Medyatik olduğundan ve azgınlığını erken ifşa ettiğinden, hemen postalandılar, hapları erken patladı. Ama daha azılılıları, daha sinsileri ve daha makroları aramızda dolaşıyor…

Arap Dünyası ve İslam Ülkeleri Birliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin çeyreği kadar Kudüs, Gazze, Filistin meselesine eğilmemiştir. 

Türkiye’de, İsrail Karşıtı Sokak Gösterileri oluyor ama “Katil …” diyerek, devletimize ve devletimizin en üst düzey yöneticilerine hakaretler ediliyorken, polis ne yapsın?! Polis müdahale edince de polisler hakkında olmadık şeyler söyleniyor. 

I M G 5787

Türk Polisi’ni, siyonizm bekçilerine benzeten derneklerin, vakıfların, cemaatlerin, tarikatların ya da sözde sivil toplum kuruluşları liderlerinin tamamının iman, vicdan, akıl, haysiyet ve onur yoksunluğu vardır. 

Yok efendim neymiş, İsrail ile ticari ilişkilerimiz varmış, bu nedenle Türkiye de bu zulmün ortağıymış! 

Bi s**trin gidin! Devlet nedir bilmezler!

Devlet yönetmeyi, halısından ayak kokusu; mutfağından pilav üstü kavurma kokusu gelen dernek - vakıf binasını yönetmekle aynı mı sandınız! 

Amerika’yla da ticaret yapıyoruz. 

Rusya ve Ukrayna savaşı var ve biz her ikisiyle de ticaret yapıyoruz. 

Birbirlerine zıt olan ve birbirlerinden alakasız olan Fransa, İran, Şili, Suudi Arabistan, Çin, Irak, Japonya, Kuzey Irak, Meksika, Mısır… ile de ticaret yapıyoruz. 

İthalat ve ihracat yapmayalım mı!? Döviz, Altın, Akaryakıt halkımızı perişan etmişken, daha da mı ekonomik ambargolara ya da çöküşlere maruz kalalım!? Siz pilav üstü kavurmalar, maklubeler, etli pideler, lokma tatlıları yiyip göbek büyütürken “peksimet ve hurma yiyelim” de diyemezsiniz. En başta sizin dış ilişkileri ve uluslararası ticareti savunmanız gerekir… Bindiğiniz o lüks araçlar ne yazık ki, Yahudi - Musevi ortalıklı fabrikalardan çıkıyor. 

Sizin sorununuz AK Parti filan da değil! Zaten oy vermediniz ve üstüne aleyhte de çalıştınız bunu anladık ama Cumhurbaşkanlığı ve İçişleri Bakanlığı kurumundan istediğiniz ne onu anlayamadım? 

Garibim bir uzman çavuş derdini bu şekilde anlatmış ve tabur komutanıyla arasındaki sorunu (kamyon kasası meselesiyle) izah etmeye çalışmış ama görüntüleri de siz bunu parlattınız ve patlattınız. Her fırsatta Jandarma ve Polis hakkında olup olmadık haberleri servis ediyorsunuz, en ufak bir çete - uyuşturucu meselesi oluyor hemen “Jandarma ve Polis işin içindedir,” diyorsunuz.

Cemaat mensuplarınıza terfi mi verilmedi, müntesipleriniz rahatça at mı koşturamıyor, müritleriniz jandarma ve polislik mülakatlarında mı elendi? Allah aşkına samimi olun ve itiraf edin. Ne oldu?!

Paralel Dincilerin en büyük ve en tehlikeli özelliklerinden üç tanesini de eklemek isterim:

A) Müthiş bir şekilde takiyye ve kriptolu işleri bilirler, herbirinin karşı istihbarat eğitimi almışcasına yetenekleri vardır. Onları fark etmek zordur. 

B) Bunlar liderlerinin ervah alemini, dünyayı, kainatı yönettiklerine inanıyorlar, o nedenle devlet kavramına itaatsizlikleri de devlet liderlerine karşı her türlü eylemleri de kendilerince meşrudur. (!) 

C) İlkokul mezunu bir paralel dinci, akademisyenleri bile din ile kandırabilir…

Atatürk’ün ilke ve inkılaplarının önemini bir kere daha anlamalıyız. 

Ülkemize yeni bir KOBANE PROVAKASYONU, HENDEK OLAYLARI ya da GEZİ PARKI benzeri olaylar çıkarmak isteyenlere Rabbim fırsat vermesin. 

Selam, Umut, Sevgi ve Dua İle…

KMA