Katolikler 25 Aralık’ta yeni yılı (yıl başını) kutlamaya başlar yani Noel’i Ortadoks’lar da 5 ocakta. Noel babaları vardır dileklerini yerine getirirler. Bizde de Hicri yılbaşı.
Kapitalizme teşvik etmek için aşure güne evine ufakta olsa alış veriş yapmak bir yıl boyunca bereket eksik olmaz eşine ve çocuğuna harçlık vermekte bir daha ki aşure günü kadar maddi sıkıntı yaşamazsın hureferiyle insanları alış verişe ve daha acısı ise bunları din adı altında teşvik etmek.
Yine geldi Muharrem, işte yine Âşûrâ! Yine 10 Muharrem; Âşûrâ günü... Nedir Âşûrâ-Aşure? Sahi nedir Âşûrâ? Çorba mıdır, Aş mıdır? Temenni ya telaş mıdır? Bağrı yakan ataş mıdır? Bakın cehâlet kokan tarih kitaplarına, gazete köşelerine, takvim sayfalarına, gönül levhalarına? Ne yazıyor bu güne ilişkin? Tatlı, helva, çorba tarifleri mi veriyor? Bayram havası içinde kutlanması gereken bir gün bilgisi mi sunuyor? Yoksa ne.? Sizin sayfalarınız nelerden bahsediyor? Neler anlatıyorlar o gün hakkında? Yığın yığın hurafeler mi, kaynaksız hikayeler mi, düzmece yalanlar mı, saptırıcı - uyutma amaçlı piyasaya sürülmüş asılsız tarihi bilgiler mi?
Bakın bakın... Bakın da Hakka karşı cinayetler nasıl işlenir, hak nasıl örtülmeye çalışılır, gündem nasıl yapayla saptırılır şahit olun... Sonra da Hakk yazan tarihe bir göz atın, doğruları görün.
Zulme lanet edin, zalime dur deyin, mazluma her halde yardımcı olun. Elinizle, dilinizle, kaleminizle, kalbinizle zulme düşman, adalete dost olun... Dilerseniz önce çoğunluk denilen kalabalıkların, nere gittiklerinden haberdar olmayan, nerden beslendiklerini bilemeyen, hak nedir farkına varamayan, batıla kasıtlı ya da kasıtsız taraf olanların yazdıklarına bir göz atalım;
Elde edebildiğimiz, ulaşabildiğimiz kadarıyla bir çok yerde 10 Muharrem Âşûrâ gününde (çoğu aşure derler cahilce) tarihte bazı olayların gerçekleştiği yazılır.
Bunları şöyle özetlemek mümkündür;
1. Cebrail, İsrafil, Mikail, Arş, Kürsü, Kalem, Cennet- Cehennem o gün yaratılmıştır!
2. Yerler ve gökler o gün yaratılmıştır!
3. Dünyanın yaratılmasına ilk olarak o gün başlanmıştır!
4. Yeryüzüne yağmur ilk olarak o gün yağmıştır.!
5. Allâh (cc) Hz. Âdem'in (a.s) tevbesini o gün kabul etmiştir!
6. Hz. Adem (a.s) o gün Safiyyullah olmuştur!
7. Hz. Allâh İdris'i (a.s) o gün göğe kaldırmıştır!
8. Hz. Nuh'un (a.s) gemisi o gün Cudi dağına oturmuştur!
9. Hz. İbrahim (a.s) o gün doğmuştur!
10. Allah (cc) Hz. İbrahim'i (a.s) o gün kendisine Halil (dost) edinmiştir!
11. Hz. İbrahim (a.s) o gün Nemrut'un (l.a) ateşinden kurtulmuştur!
12. Hz. Eyyüp (a.s) o gün hastalığından şifa bulmuştur!
13. Allah (cc) Hz. Davud'un (s.a) tevbesi o gün kabul etmiştir.!
14. Hz.Süleyman (a.s) o gün saltanata kavuşmuştur!
15. Hz.Tevrat Musa'ya (a.s) o gün verilmiştir!
16. Hz.Musa (a.s) o gün kurtarılmış, Firavun (l.a) o gün boğulmuştur!
17. Hz.Yunus (a.s) o gün balığın karnından kurtulmuştur!
18. Hz.Yusuf (a.s) o gün kuyudan kurtulmuştur.!
19. Hz.Yakup (a.s) Yusuf'a (a.s) o gün kavuşmuştur.!
20. Hz. İsa (a.s) o gün doğmuştur!
21. Hz. İsa (a.s) o gün göğe kaldırılmıştır!
22. Hz.Muhammed (a.s) o gün Hatice (r.a) ile evlemiştir!
23. Hz. Muhammed (s.a.v) o gün geçmiş ve gelecek günahlarından affedilmiştir!
24. Kıyamet kopması o gün olacaktır. (Cuma günü imiş)!
Ve
25. Hz. Hüseyin o gün şehit edilmiştir…
Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım ve insaflıca düşünelim.
Hemen hemen tüm insanlık tarihindeki mutlu günler, hatta varlıkların oluşum sürecindeki güzellikler nasıl aynı güne denk gelmiş?
Kim bu gaybi bilgileri hangi kanalla bizlere ulaştırmış?
Adı sayılan peygamberlerin ne zaman ve ne kadar yaşadıkları bile kesin bir bilgi ile sabit değilken, nasıl onların çok mutlu günlerinin hep aynı güne denk geldiği öğrenildi? Ve kim aracılığı ile?
Hz. Peygamber efendimizden bu olayların aynı günde gerçekleştiğine dair inkarı mümkün olmayacak kadar sağlam yollarla bize ulaşmış bir rivayet var mıdır?
Acaba tüm bu yazılan ve görüldüğü üzere sevinç günleri olan olaylar bir başka hüzün verici ama kesin olan bir olayın unutturulması için hedef saptırma olmasın?
Her insan biraz dikkatle bakarsa yaşadıkları zaman dilimlerinde egemen güçlerin halkın hoşuna gitmeyecek bir olaya sebep olduklarında hemencecik onu örtecek bir suni gündem oluşturduklarını görür. Acaba tarihin tüm zalimlerinin uyguladığı bu taktik üstadları olan yezitten onlara kalmış bir miras olmasın?
Hz. Peygamberin Hakka vuslatından henüz pek fazla zaman geçmemişti ki, bir zorba ve kötü el, inananların yönetimini zorbalıkla, haksızlık ve hile ile ele geçirmişti. İnsanlık, adalet, sevgi, iman, hak, hukuk, asalet, hamiyet, dürüstlük, şecaat, kardeşlik, dostluk adına ne varsa erozyona uğramıştı. Müslümanların üzerine adeta bir ölü toprağı serpilmiş nerdeyse Allah'ın dini olan İSLAM zorba güçlerin zulüm aygıtı olan DEVLET İSLAM(!)'ı haline dönüşmüştü. Bu kötü gidişe dur denilmeliydi. Kim olacaktı bu kervanın başını çekecek olan? Bu, Ehli Beyt'ten olup ta Peygamberi görenlerden hayatta kalan tek kişi olan Hz. İmam Huseyin'den başkası olabilir miydi? İşte İslam'ın ve insanlığın omuzlarına yüklediği bu ağır sorumluluğu yerine getiren bu korkusuz kahraman hunharca Kerbela'da onlarca yakını ile şehit edildi.
Kalbinde zerre miktarı insanlık ve adalet aşkı olan insanlar bu olayı unutamazlardı. Hz.Huseyin'i rahmet ve O'na kastedenleri ise lanetle anacaklar, onlara düşmanlık besleyeceklerdi. Ve onları bir şekilde alaşağı etmenin hesaplarını yapacaklardı. İşte o günün alçakları bunun bilincinde olarak Kerbela katliamının gerçekleştiği gün olan 10 Muharrem Âşûrâ gününü belleklere farklı bir anlam ve içerikle yerleştirmenin hesabını yaptılar. Peygamberimiz adına hadisler uydurdular. O gün bilmem nelerin gerçekleşmiş olduğuna dair yalanlar düzdüler. Ve bunu yalanla bezedikleri tarih kitaplarına, hadis eserlerine serpiştirdiler. Ve sonuçta yukarıdaki sıraladığımız olayların o gün gerçekleştiği yolunda aslı olmayan bilgiler zamanımıza kadar geldi. Ve bu gündem saptırma da kısmen başarılı da oldular. Ama "yalancının mumu yatsıya kadar yanar" demişler. Mum söndü gayrı. İnsanları yanıltamayacakları bir şekilde Hak aşikar oldu elhamdulillah.
Şu gerçek artık tüm dünyada bilindi ki;
Bugün sevinç günü, bayram günü, çorba-tatlı günü değildir. Bu gün Kerbela'yı anma ve anlama günüdür. Bugün İmam Huseyin ve yarenlerinin başkaldırısının bilincine varma günüdür. Bugün her nerde Yezit varsa orada Huseyin olma günüdür. Zalimlere; "dur", mazlumlara; "el ver, zulme dur diyelim" deme günüdür. Bu gün Habil'i, Hz.İbrahim'i, Hz.Yusuf'u, Hz.Musa'yı, Hz.İsa'yı, Hz.Muhammed'i Selat ve Selam olsun üzerlerine), Hz.Ali'yi anlama günüdür. Bugün zulmün yıkılış günüdür. Sönmeyecek olan adalet ateşinin yanış, kalplerin ilahi aşka susayış günüdür.
Selam olsun Huseyn'e ve Huseynîlere...
Lanet olsun Yezit ve Yezîdîlere... (alıntı)