Sütün kalitesini bozan, içine katılan sudur; oysa su, sütün özünde zaten vardır.

Pişmiş yemeğin tadını kaçıran da içine katılan sudur; oysa su, yemeğin özünde zaten vardır. Bitkiyi çürüten, köküne fazlaca dökülen sudur; oysa su, bitkinin özünde zaten vardır. Dereyi taşırıp sele yol açan, aşırı yağmur suyudur; oysa su, derenin özünde zaten vardır. Özüne dahil olan su, gerektiği miktarın ötesine geçtiğinde özü bozar ve kötülüğe yol açar. 

İnsanın özünde bir miktar kıskançlık, hırs, şikayet, şükürsüzlük, isyan, tembellik, riyakarlık, bencillik zaten vardır; fakat özde olanın dozu kaçmadıkça sorun olmayabilir. Ne zaman ki insan özünde olanın sınırını aşar, işte o zaman özü bozulur ve kötülüğe köle olur.

Lütfen özüne dön. Kötülük yaparak huzur bulunmaz. Hak ve hukuku gözetmeden güvende olunmaz. Bencillikle mutlu olunmaz. İnsan özüne döner ve iyilik yaparsa huzur bulur; hak ve hukuku gözetirse kendini güvende hisseder; bir başka kalbe dokunarak mutlu olur. Ne zaman ki özünden sapar, bir eli yağda bir eli balda olsa ne fayda; kaygının zirve yaptığı, kimseye güvenmediği ve daima mutsuz olduğu bir döngüde ömrünü tamamlar.