Tarih sahnesinde adı pek anılmayan, yüzleri fotoğraflara sığmayan, lakin ruhları sonsuzluğa mühürlü bir topluluktur serdengeçtiler.
Onlar, bir mefkûrenin, bir aşkın, bir fedakârlığın adıdır. Zamana, mekâna ve bedene sığmazlar; varlıkları bir milletin vicdanında yankılanır, nefesleri vatana bir yemin gibi iner kalkar.
Serdengeçti olmak, bir bedel ödemeye razı olmaktır. Hem de en ağır bedeli… Canını, canânını, sevdasını, hayallerini, şahsi saadetini bir kefeye koyup, vatanın selameti için hepsinden vazgeçmek… Onlar, tarihin karanlık satırlarında değil, her şehidin kan damlasında bir nişane olarak yaşamaya devam ederler. Çünkü serdengeçtilik bir kimlik değil, bir ruh hâlidir.
Osmanlı’da akıncı beylerinden, Kurtuluş Savaşı’nda vatan için mücadele eden isimsiz kahramanlara, Çanakkale’de düşmana karşı göğsünü siper eden Mehmetçiklerden, 15 Temmuz gecesi canı pahasına meydanlara koşan yiğitlere kadar uzanır bu şanlı yolculuk. Onlar, vatan aşkı için kendinden, canından ve cümle hayatın güzelliklerinden vazgeçen aziz ruhlardır. Ve daha dünyanın dört bir köşesinde vatan sancağı ve aşkı için nefes alıp veren nice Azizler ve aziz ruhlar mevcudiyetini korumaktadır.
Gecenin sessizliğinde yankılanan bir dua, sabahın ilk ışıklarıyla toprağa düşen bir ter damlası, bazen de bir kan izi… İşte serdengeçtilerin hayatı bu kadar sade ama bir o kadar şanlıdır. Kuzey Suriye’de, Kuzey Irak’ta ve dünyanın dört bir yanında, milletimizin varlığını korumak için gözünü kırpmadan mücadele eden kahramanlar… Onlar, sadece sınırlarımızı değil, yüreklerimizdeki istiklâl ateşini de koruyorlar.
Bir bayrağın dalgalanması için, bir ezanın susmaması için, bir annenin evladını huzurla büyütebilmesi için en değerli varlıklarını ve canlarını ortaya koyuyorlar. Belki bir dağ başında, belki bir sınır karakolunda, belki de bilinmeyen bir noktada… Ama hepsi, aynı ruhun, aynı aşkın, aynı davanın yolcusu.
Biliriz ki serdengeçtiler, adları tarihin sayfalarına yazılmasa da milletin gönlüne kazınır. Onların fedakârlığı, torunlarının dualarında, analarının gözyaşlarında, bayraklara sarılı tabutlarda destan olur. Çünkü onlar, sadece bugünü değil, yarını da kurtaranlardır.
Vatan için adanmış tüm serdengeçtiler… Bilin ki bu millet, bu topraklar, bu bayrak sizleri asla unutmayacak. Adınız her şehitlik taşında, her dalgalanan sancakta, her minarede yankılanan ezanda sonsuza dek yaşayacak. Çünkü siz, yalnızca bir sınırın değil, bir milletin yüreğinin muhafızlarısınız. Ruhunuz var olsun, şanlı gayretiniz kutlu olsun!
Günümüzde de serdengeçtiler var. Belki ellerinde kılıç yok ama kalemiyle, bilgisiyle, adanmışlığıyla mücadele eden öğretmenler, bilim insanları, doktorlar, askerler ve nice adsız kahramanlar var. Onlar da bir bedel ödemeye razı, bir aşkın, bir davanın, bir milletin yükünü omuzlayan serdengeçtiler…Bu bir aşkın destanıdır…
Ve serdengeçtiler, bu destanın en güzel satırlarıdır.
Sosyolog Berrin YAĞLIOĞLU