Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup Denizci, Karacı, Havacı, Jandarma hatta genel itibarıyla Polis de dahil…

Bunlardan herhangi birinin “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz,” demesinden daha doğal ne olabilir!

Selanikli Mustafa Kemal, Diyarbekirli Kemal Mustafa’dan yani benden 85 sene daha Osmanlıdır. Selanik, 1430’ta; Diyarbakır, 1515’te Osmanlı mülkü olmuştur. Bu vatanın evladıdır. Osmanlı Subayıdır, Türk Askeridir, Anadolu ve Trakya Vatanseveridir. Mezun olan subayların “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz,” demesi; Osmanlı’ya da şeref verir, Türk Askeri Kimliğine de değer katar ve Anadolu - Trakya’nın da namusunu temsil eder…

Bu sözden kim, neden ve nasıl gocunur?!

İstanbul’u Bizans esaretinden kurtaran  6 dil bilen Fatih neyse, İstanbul’u İngiliz esaretinden kurtaran 6 dil bilen Atatürk de odur. “Osmanlıcı” olarak kendisini kabul gören biri, Atatürk’ü de bir Osmanlı Subayı olarak görüp saygı duymalıdır, minnettar kalmalıdır. Kendi cebinden para verip Kur’an’ı Türkçe’ye çeviren Mustafa Kemal Atatürk’e, dinibütün her vatandaş da saygı duymalıdır, minnettar kalmalıdır.

I M G 1978

Hem bilmeyenler için önemli bir not geçeyim: En büyük Harbiyeli (Askeri Lise, Yüksek Okul ya da Akademi mezunu) olarak nitelendirilen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’tür. 

Bu nedenle geleneksel yoklamada sıra Atatürk'ün numarası olan 1283'e geldiğinde; tüm Harbiyeliler "İçimizde" diye haykırır. Mezun Subayların da Atatürk sevgisi ve Atatürk’e bağlılıkları olağandır. 

Mustafa Kemal’in ihaleye fesat karıştıran bir akrabası yok(tu). 

Gazi’nin adam kayırmacılığı yapabilecek bir akrabası da yok(tu). 

Atatürk, servetini ve tüm kazancını kurucusu olduğu siyasi partiye ve devlete miras bırakmıştır. Ki, kız kardeşi Makbule Hanım, fakirlik içinde vefat etmiştir…

Atatürk’e yandaş olmak, Atatürk’ün izinde gitmek, Atatürk’ten kalan Cumhuriyet Mirasını korumak kimseye maddi bir çıkar getirmez ki! Varsın Atatürkçü kalsınlar, bununla ne elde edebilirler ki! 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri ve baş kahramanlarından biri olan Atatürk’e bağlık yemini etmelerini Türkiye’nin aleyhine olarak görenler, anayasa, tarih ve vatandaşlık bilgisi özürlüsüdür. Bir Türk Askeri elbetteki ebedi başkomutanlık makamının yegane sahibine bağlı kalacaktır. Ne bekliyordunuz!

Filanca tarikatın, falanca cemaatin, bilmem hangi hoca efendinin el - eteğinde olan bir devlet görevlisinin, devlet aleyhine suç işlemesi olasıdır. Fethullahçı yapılanmada bunun somut örneklerini gördük ve zararlarını yaşadık. Ama Atatürk’ün ilke ve inkılaplarına bağlı olan birinin devlet ve millet aleyhine olması, söz konusu bile değildir.

I M G 1979

Bir siyasi partinin “siyasi sembollerini” mezuniyet törenlerinde herkese gösteren kıymetli Özel Harekatçı, değerli Polis ve fedakar Mahalle Bekçisi kardeşlerimiz var. İnanın ben onları da sakıncalı görmüyorum çünkü o siyasi sembolü gösterenlerin de Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk Milletine zarar vermeyeceğinden eminim. 

Asıl tehlike, dış istihbarat servislerinin avucunda olan; tarikatlar ve cemaatlerdir. İnkilap Tarihi ve Yakın Tarih bize göstermiştir ki: Yabancı Servisler, başta dinî sonrasında da etnik kimliği kullanmıştır. Cemaatçi ve Tarikatçı herhangi Türk Askeri, Türk Bürokratı, Türk Diplomatı ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Yetkilisi olmamalıdır. Atatürk kadar yerli ve milli olmalıdır. Atatürk gibi laik ve çağdaş olmalıdır. 

Selam, umut, sevgi ve dua ile…

KMA..