Toprak, su, hava ve ateş kâinatı oluşturan dört temel unsurdur. Bu temel unsurların temel yapı taşı atomdur. Atomlar birleşerek elementleri şekillendirir.
Kâinatın cansız olan bu yapı taşları hayata da beşiklik eder. Canlılar alemi cansız olan elementler üzerinde oluşup geliştiği gibi canlı hücrelerinin yapı taşı da elementlerden oluşur. Kâinatı oluşturan bu cansız maddeler canlıların vücudunda dolaşır ve hayat mertebesine çıkar. Topraktan bitkilere geçen atom zerreleri bitkilerin vücudunda bir üst varlık formuna çıkar. Belki de bitkilere hayatiyet kazandıran cevheri bir tür ruh olarak niteleyebiliriz! Bitkilerle beslenen hayvanlar bünyelerine aldıkları canlı hücrelerle birlikte elementleri de kendi vücutlarına dahil ederler. Böylece hayvanlar ne ile besleniyorsa vücutlarında o besin kaynaklarında bolca bulunan elementler dolaşır. İnsan denilen canlı varlık bedeni itibariyle bir hayvandan farksızdır. İnsan denilen bu muhteşem varlığın hayvandan farkı ise gelişmiş bir akıl sayesinde kazandığı tercih yapma becerisi ve ruh denilen hayatiyet cevheridir. Hayvanların da bir ruhu vardır. İnsanın kalbinde derç edilen potansiyel yetenekler onu canlılar aleminin efendisi yapmaktadır. Bir avizenin kristal parçalarını insan bedenine benzettiğimiz de o avizeyi parlatıp aydınlatan cevher elektriktir. İnsan da avizeye benzeyen ve beden ve ruhtan müteşekkil bir vücudasahiptir. Fakat insanı gerçek insan yapan cevher, onun ruhunu da güçlendiren inançtır. İnanmak öyle bir iksirdir ki inanan insanı güçlendirir. Kimi insanlar puta, kimi insanlar hayvanlara, kimi insanlar da ideolojilere inanır ve iman eder. İman inancın zirve noktasıdır.
İnsanlar iyi bitki yetiştirmek için bahçeler kurar. Bahçıvanlar bahçelerde en güzel gül ve laleyi yetiştirmek için çalışır çabalar ve bitkileri terbiye eder. Aynı şekilde insanlar tarafından kurulan hayvan eğitim merkezlerinde köpekler, kediler, filler, yunus balıkları, maymunlar eğitime tabi tutulurlar. Eğitim alan hayvanların becerilerinde belirgin farklılıklar oluşur. Fakat hiçbir hayvan diploma alıp üniversite tahsili yapacak kadar akıllı değildir. Kaldı ki böyle bir kariyer planları da yoktur.
Fakat insan öyle mi! İnsanın eğitimi için kurulan okullarda verilen iyi bir eğitimle insanlar savaşı, barışı, insanlığı, mühendisliği, doktorluğu, ekonomiyi ve türlü türlü meslekleri öğrenip uzmanlık kazanabilirler. Demek ki insanı bitki ve hayvanlardan ayıran en önemli özelliği öğrenip gelişebilmesidir. İnsanlar eğitim alırken onlara kazandırılacak temel insani değerler onlaraöğretilir. Böylece iyi insan ve iyi vatandaş yetiştirilmeye çalışılır. Her ülkenin eğitim sistemi farklıdır ve her ülke de kendi insan modeline göre insan yetiştirmek için çalışır.
Dünya’da farklı milletlerin ve farklı ideolojilerin farklı insan modelleri vardır. İngilizlere göre insan insanın kurdudur. Komünizme göre insan bir makinadır. Siyonizm’e göre bir Yahudi ateşten yaratılmış olup topraktan yaratılan diğer bütün insanların efendisidir.
Bilginin temel olarak iki kaynağı olduğu kabul edilir. Bunlardan ilki arizi olup akıllı olan insanın aklından neş’et eden felsefedir. İnsanların aklıylaürettiği fikirler manzumesine ideoloji denir. İdeolojiler akıldan kaynağını alır. Naturalizim, hümanizim, sosyalizim, komünizim, feminizm, kemalizm, liberalizim, kapitalizim, sayabildiğimiz bazı ideolojiler olarak zikredilebilir. Tahrif edilmiş Tevrat’a iman eden Yahudilerin yüzlerce Tevrat ellerinde dolaşmakta olup Siyonizm ideolojisi olarak karşımıza çıkan bir yapı olduğunu unutmamak gerekir.
Bilginin diğer kaynağı semavi olup vahiy eksenlidir. Tanrı seçmiş olduğu peygamberlere kitap göndererek insanlardan yaşamasını istediği hayat nizamına uymalarını ister. En son ve hak din İslamiyet’tir ve Müslümanlar Kur’an-ı Kerimi bir hayat nizamı olarak kabul ederler. İslamiyet’e göre hayat iman ve cihattır. İmandan sonra amel gelir ve bir Müslüman önce kendi nefsi ile cihat yapmayı öğrenir. Bu adımın ardından yakın çevresinden başlamak üzere cihat etmeye başlar. Cihat yalnızca silah ile savaşmak değildir. Fakat söz konusu vatan olduğunda bir Müslüman canını, namusunu, meskenini ve mukaddesatını korumak için silahlı cihat yapar. Cumhuriyetin kurucusu olan kahraman gaziler ve Çanakkale şehitleri din için mücahede eden mücahitlerdir. Bugün vatanları işgal edilen ve tarihin görmediği katliamlara, etnik temizliğe ve soykırıma maruz kalan Filistinli ve Gazze’liMüslümanlar cihadın en güzelini yapmaktadırlar. Gazze’de iman teknolojiye meydan okumaktadır. Dünya bu şanlı mücadeleyi hayranlıkla izleyerek hakiki bir imanı elde eden bir Mümin’in atom bombasına bile karşı koyabileceğini göstermektedir. Gazze’li mücahitler imanın güzelliğini bütün dünya ’ya göstermektedir. Bu şanlı direniş sayesinde insanlar imana gelmekte, imanı zayıf olan müminler ’de bakıp ibret almaktadır.
Aile çocukların eğitim aldığı en önemli ve ilk okuldur. Çocuğun en etkili öğretmeni de annesidir. Dünya Kur’an ile dirilmeye koşarken Türkiye Müslümanları evlerini bir okul haline çevirerek batının kokuşmuş fantezilerinden çocuklarını korumak için cansiperane çalışmalıdır. Gazze direnişi hayatın faniliğini bütün dünyaya göstermiştir.
Dünya insaniyet denilen fazilete muhtaçtır. İnsaniyet ise ideolojilerde değil İslamiyet’tedir. İslamiyet en büyük insaniyettir. İslam tarihinde ve İslam kaynaklarında vahşet ve soykırım yoktur. İslamiyet ilahi bir nizamdır. Bu nizamı tesis eden son peygamber Hz. Muhammed (sav) rahmet peygamberidir. En mükemmel insan olan peygamberimizin sünnetine uymaya bütün insanlık muhtaçtır. Siyonist terör örgütünün ve destekçisi olan batılı devletlerin yaptığı en vahşi katliamlar batı değerlerinin ve bütün ideolojilerin ölüm fermanıdır. Gazze direnişi dünyanın yeniden dirilişinin müjdesidir. Hakiki insan olmak hakiki Müslüman olmak demektir. Çocuklarımıza imanın güzelliklerini, İslamiyet’in ahlakını, ümmetin değerini, cihat ruhunu ve şehadeti öğretmeye mecburuz. Bunu da ilk önce aile okulunda ve mümkün olduğu kadar örgün eğitim kurumlarında, camilerde ve sivil toplum kuruluşları eliyle yapmalıyız.
Hakiki bir dine iman etmek en değerli inançtır. Hayat iman ve cihatla değer kazanır. Bütün beşerîideolojiler toplansa Gazze katliamına rasyonel ve hakkaniyetli bir izah ve çözüm bulamazlar ve bulamıyorlar. Fakat Gazze’de şehitlerin gösterdiği cesaret ve gazilerin tevekkülü ve imanı bu ideolojik körlük ve sağırlıkları dünyanın gözünün içine sokarak dünyayı uyandırmaktadır. Gazze’deki mücahitlerin direnişi uyuyan Müslümanların ve yeni Müslüman adaylarının uyanışıdır.
Aile okulunda ailemizin uyanışını gerçekleştirmek için Kur’anı hayat nizamı yapmak zorundayız. Bunun en kestirme yolu da Peygamberimizin sünnetine uymaktan geçer. Sünnet-i seniyye’yeuymak ilahi nizamı yaşamak demektir.
Allah bütün insanlara fakat önce uyuyan Müslümanlara uyanış ve diriliş nasip etsin.
Dr. Nadir Çomak
Aile Danışmanı