Yeni bir güne, yeni bir yazıyla merhaba! Yazdığımız her şey hakikat olsun diyerek söze başlayalım.

Suriye’nin Halep kenti, uzun yıllardır süren iç savaşın merkezlerinden biri olmaya devam ediyor. Son günlerde, Heyet Tahrir Eş-Şam (HTŞ) öncülüğündeki muhalif grupların rejim güçlerine karşı başlattığı büyük operasyon, Halep’i yeniden uluslararası gündemin odağı haline getirdi. Dört gündür süren çatışmalarda, muhalif gruplar Tel Rifat’ı ele geçirerek stratejik bir zafer kazandı. Türkiye sınırına oldukça yakın olan Tel Rifat üzerindeki denetim, bölgedeki güvenlik dinamiklerini doğrudan etkiliyor.

Halep’in büyük bir kısmının muhaliflerin kontrolüne geçtiği çatışmalarda yaklaşık 311 kişi hayatını kaybetti. Bu gelişmeler, bölgedeki güç dengelerinin hızla değiştiğini ve şehirdeki güvenlik durumunun giderek karmaşıklaştığını gösteriyor. Türkiye ise Halep ve çevresindeki gelişmeleri yalnızca askeri bir perspektiften değil, aynı zamanda bölgedeki güvenliği sağlama amacıyla stratejik bir bakış açısıyla izliyor.

Halep’in Stratejik Önemi ve Türkiye’nin Politikaları

Halep, Suriye’nin en büyük ikinci şehri olmasının ötesinde, coğrafi ve stratejik konumuyla da büyük bir öneme sahiptir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli bir kültürel ve ticaret merkezi olan Halep, tarih boyunca bölgenin kritik noktalarından biri olmuştur.

Yaklaşık 76 yıl önce Halep halkı, Türkiye’ye katılma talebini dile getirmiş; sokaklarda Türk bayraklarıyla gösteriler yaparak güvenlik ve istikrar taleplerini ifade etmiştir. Bugün, aynı güvenlik kaygıları Türkiye’nin gündeminde önemli bir yer tutuyor. Son dönemde, Halep Kalesi’nde dalgalanan Türk bayrağı, bu tarihi bağların bir hatırlatıcısı olarak dikkat çekmiştir.

400 yıl Osmanlı egemenliğinde kalan Halep, tarihsel olarak Türkiye ile güçlü bir bağa sahiptir. Türk bayrağının Halep Kalesi’nde yükselmesi, hem geçmişin izlerini hem de bölgedeki güvenlik arayışlarını yansıtmaktadır. Bu sembolik an, aynı zamanda yerel halkın geçmişle kurduğu güçlü duygusal bağları yeniden hatırlatıyor.

Halep’in Türkiye için taşıdığı stratejik önemin duygusal bir yansıması, Halep sokaklarında yankılanan “Fikrimin İnce Gülü” şarkısında kendini göstermektedir. Yakın zamanda bu unutulmaz ezgi, direksiyon başında yapılan anlamlı bir yolculukta çalınarak kültürel bağlarımızı ve ortak hafızamızı hatırlatan bir anıya dönüşmüştür. Türkmenlerin Halep’e dönüşüyle bu melodinin yeniden duyulması, sadece geçmişi hatırlatmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye ile Halep arasındaki güçlü tarihî ve kültürel bağları yeniden gözler önüne seriyor.

Halep: Türkiye İçin Bir Güvenlik Tamponu

Halep, Türkiye için yalnızca bir coğrafi nokta değil, aynı zamanda stratejik bir güvenlik tamponudur. Halep’in kuzey sınırına yakınlığı, Türkiye’nin güney sınırındaki olası güvenlik boşluklarını engelleme açısından kritik bir rol oynamaktadır.

Özellikle Halep’in kontrolü, bölgedeki terör örgütlerinin hareket alanını daraltmak ve sınır güvenliğini sağlamak bakımından önemli bir unsurdur. Halep’in kuzeyinde muhalif grupların etkinliğinin artması, Türkiye’nin sınırında oluşabilecek tehditleri önlemek adına önemli bir fırsat sunmaktadır. Bu bağlamda Halep, adeta bir güvenlik tamponu işlevi görmektedir. Türkiye, bölgedeki güvenlik boşluğunun oluşmasını engelleyerek Halep çevresinde kontrolü artırmayı hedeflemektedir.

Suriye’nin Kuzeyinde Güvenlik ve Yeniden İnşa Süreci

Halep, Suriye iç savaşının en yoğun şekilde etkilediği şehirlerden biridir. 2012 yılından itibaren şehir, Esad rejimi ile muhalif gruplar arasında şiddetli çatışmalara sahne olmuş ve büyük bir tahribata uğramıştır. Rejimin 2016’da şehri geri almasıyla birlikte Halep’teki toplumsal yapı ve ekonomik düzen yeniden şekillendirilmeye çalışılmıştır. Ancak, şehirdeki kalıcı barış ve istikrarı sağlamak için büyük zorluklar devam etmektedir.

Türkiye, Halep’teki gelişmeleri yalnızca askeri bir perspektiften değil, aynı zamanda bölgedeki güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla da izlemektedir. Halep’in coğrafi ve stratejik konumu, Türkiye’nin güney sınırındaki güvenlik durumunu doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle Halep’teki kontrol, hem bölge hem de Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır.

Türkiye’nin Stratejik Hedefleri ve Halep’in Rolü

Halep, tarihsel bağları, coğrafi konumu ve bölgesel etkisiyle Türkiye’nin dış politikasında belirleyici bir rol oynamaktadır. Suriye iç savaşının başından itibaren Türkiye, Halep’in güvenliği ve istikrarını kendi ulusal çıkarları açısından kritik bir mesele olarak değerlendirmiştir.

Bugün, Halep’teki değişim, yalnızca yerel bir güç mücadelesinin ötesinde, Türkiye’nin bölgesel politikalarını şekillendiren bir faktör haline gelmiştir. Türkiye, Halep’i sadece bir güvenlik meselesi olarak görmemekte, bölgedeki denetimi artırarak Suriye’nin geleceğinde etkin bir rol oynamak için stratejik adımlar atmaktadır. Halep’teki gelişmelerin, yalnızca Suriye’nin geleceğini değil, aynı zamanda tüm Orta Doğu’nun siyasi ve güvenlik dengelerini etkileyeceği açıktır.

Ekonomist
Sinem ÖZKAN