“Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.” (Süleyman Demirel)
Her gün zam haberleriyle uyanan, fahiş ve kontrolsüz yükselen ev ve dükkan kiralarını ödeyemeyen, yakıt masraflarına ve döviz kuru farkına çalışan…
Mülteciler, kadro alamayanlar, torpil ve yolsuzluk iddiaları, emekliliği verilmeyenler, şımarık bürokratlar, tayini çıkmayanlar ve ataması yapılmayanlar…
Özeleştiriler konusunda da öngörüler konusunda da zayıf kalan bir parti oldu AK Parti… Çünkü AK Parti, AKP’lilerin elinde! AKP’liler, AK Partilileri yendi ve AK Parti kaybetti, AKP’lilerin hem kendileri kazandı hem de birilerine kazandırdı, bu AKP’liler… Hayırlısı olsun!!!
Yerel Seçimlerin mağlubiyetinin kesin, net ve açık adresi AK Parti Genel Merkezi’dir, o ildeki / ilçedeki teşkilatlarıdır…
Ve yine kaybeden Sayın Erdoğan’ın “kurmayları” ya da “beyin takımı” diye adlandırılan ekip oldu. Bu ekip hiçkimseyi Cumhurbaşkanımıza yaklaştırmaz, hiçbir makul raporu okumaz, ciddi şikayetleri ciddiye almaz, belirli tiplerin dışındaki hiçbir partilinin sözü de sitemi de bu ekibin kulağından beynine ya da kalbine ulaşmaz…
Birkaç oyu olan kişileri ilçe adayı olarak gösteren kim?
HÜDAPAR’ın Güneydoğu’da ve Doğu’da seçimlere girmesine önayak olan kim?
Şaibeli meclis üyeleri adaylarının önünü açan kim?
Diyarbakır Mitinginde, BOZKURT İŞARETİ’nin yapılmasına izin veren kim?
…
Diyarbakır’da DEM kazanmadı, AK Parti kaybetti! İstanbul’da da Ankara’da da CHP kazanmadı, AK Parti kaybetti!
Mesela Diyarbakır’da Mehmet Halis Bilden kazandı. Nasıl mı? Daha önceden AK Parti’ye oy verMEmiş onbinlerce kişiden oy aldı. Teşkilat tarafından yalnız bırakılmasına rağmen tebessümle sahadan ayrılmadı. Oruçtu, hastaydı, sıcaktı, soğuktu, yağmurdu, çamurde demeden herkesimden insanla temas kurdu. Onlarca yeni ve dinamik projeyi belediyeyi yönetecek olanlara armağan etti, bizlere Diyarbakır ile ilgili ilham verdi.
Seçim çalışmalarında genel merkez, il ve ilçe teşkilatındaki birçok kişi sınıfta kaldı. …Sahi, meraktan soruyorum: İstifa edecek arkadaşlar var mı?! Mesela Sayın Kandemir!! Mesela Sayın Ala?!
Bariz bir şekilde dışlandıklarından ve seslerini duyuramadıklarından onlarca aile, AK Parti’den Yeniden Refah’a, Saadet’e, DEVA’ya, CHP’ye ve DEM’e geçiş yaptı… Bu aileleri kazanma adına, kimse tenezzül edip Ankara’dan gelmedi bile. Bu ailelerin feodal ve kültürel hassasiyetlerine sağır, dilsiz ve kör kalan genel merkez, acaba bugün hatasının farkında mıdır?!
HÜDAPAR, ilçelerde kaybettirdi mi? Evet! Kesinlikle evet! Ama bu iş HÜDAPAR’ın birkaç bin oyuyla olacak iş değildi ki. Günah keçisi aramaya gerek yok. Müsebbibi yine AK Parti’dir.
Sayın Bal’ın ve Sayın Eker’in dışında, AK Parti’nin eski vekillerini de sahada göremedim mesela… MKYK Üyeleri Sayın Karakaş ve Sayın Parlak vardı! Birkaç eski ve mevcut samimi, sadık, dürüst ve çalışkan teşkilatçı vardı… Hepsi bu kadar!
Sayın Galip Ensarioğlu’na ve Sayın Suna Kepolu Ataman’a teşekkür ediyorum. Allah her ikisinden de razı olsun. Biri şeyhliğinin diğeri hanımağalığının asaletiyle ve karizmasıyla hep sahadaydı. Tıkanan bir yığın sorunu çözmek için Ankara-Diyarbakır arasında da mekik dokudular…
Diyarbakır’da yerel basın ne yazık ki, AK Partili adaylar tarafından unutuldu. Küstürüldü. Kalem oynatmak içlerinden gelmedi. Çoğu kahvaltıya da yemeğe de “pastadan pay almaya” da davet edilmedi. Aday arkadaşların ve teşkilatın basın danışmanlarının da sınıfta kaldığını gördüm. Şehir dışından komik tipleri getirip astronomik rakamlarla, medya ve tanıtım işlerini yedi el yabancıya veren adaylar, bence yerel basın mensuplarından helallik istemeliler…
DEM’e gelince…
“Bizim olanı almayı geliyoruz!” diyerek ideolojik refleksle ve politik intikamla kazanan DEM Parti’yi tüm samimiyetimle tebrik ediyorum. Hizmet değil, siyaset kazandı…
Hiçbir projeleri olmamasına rağmen DEM’in ideolojisi, rekor oy aldı. Diyarbakır ve Diyarbakırlılar nitelikli hizmeti de kent estetiğini de depreme dirençli kent imarını da sanırım kaybetti. Kandil ile Kayyum arasında sıkışmış bir yer / halk olarak, yıllarca nitelikli hizmetten mahrum kalacak Diyarbakır’a üzülüyorum ancak Diyarbakırlıların demokratik tercihine de saygı gösteriyorum.
Selam, umut, sevgi ve dua ile…