Beşiktaş, önde çok rahat başladığı karşılaşmada, Muçi’nin attığı golle tamamen oyunu eline alacak derken, Tayyip Talha’nın son adam olarak Juan’ı indirmesine hakem kırmızı kartla cevap verdi.
Kazanılan endirekt serbest vuruşta Ramulo, çok klas bir vuruşla beraberliği yakaladı. Beşiktaş’ta dün eleştirilecek o kadar çok şey vardı ki… Bir kere en başta Solskjaer, bu maçın sonucuna doğrudan etki eden isim oldu. Neyin rotasyonu anlamadım. Bu maç yılın finaliydi. Ben daha önce de belirtmiştim; Beşiktaş’ın gelecek sezonunu da kurtarması adına bu dört maç çok önemliydi. İlk ayağı güzel geçildi fakat Göztepe maçı ile bardak kırıldı. Bu tablo, bizi bayağı rahatsız edecek gibi gözüküyor. Bu kadro, önümüzdeki sene imkânlar doğrultusunda büyük bir değişime gitmeli, bu şart.
Bu arada Göztepe ve Stoilov’u tebrik ediyorum. Sahaya yayılışları, koordinasyonları ve oyuncuların birbirine yakın oynayışı gerçekten çok iyiydi. Beşiktaş’ta ise biraz Masuaku, biraz Swenson dışında başarılı bir maç çıkaran oyuncu maalesef yoktu. İleride Rafa’nın yorgun görüntüsü, Muçi’nin savruk hali, orta sahada tek başına Gedson’un etkisizliği tabii ki başarısızlıkta etken oldu. Elbette Tayyip’in atılması bütün planları altüst etti. Hakem çok rahat kartı çıkardı, çok rahat bir biçimde atışı yaptırdı. Karar doğru, fakat her İstanbul stadında bu rahatlığı sergiler mi, bunu düşünmek lazım.
Göztepe gerçekten güzel bir takım, imrendim desem yeridir. Ligdeki sıralamaları beni ilgilendirmiyor, pırıl pırıl bir takım olmuşlar. Juan, Ramulo, Koray Günter, Nielsen ve hatta bizde zamanında oynayıp beğenilmeyerek gönderilen İsmail Köybaşı tarih yazıyor diyebilirim.
Maça gelirsek, kırılma ve bitiş anı Tayyip’in atılması oldu. Sonrasında Beşiktaş sahada varlık gösteremedi. Rakibin alan daraltmaları, bireysel hırsı, sıkı markajı ve topu birlikte koordineli şekilde Beşiktaş sahasına yıkmasıyla oyunu domine etti.
Bu maçın kaybedilmesinde Solskjaer’in “rotasyon” diyerek formsuz Ersin, Tayyip, Muçi gibi isimleri sahaya sürmesi rakibin ekmeğine yağ sürdü. Hakemin çok rahat düdükleri ve kırmızı kartın erken gelmesi de turu Göztepe’ye götürdü.
Solskjaer bu saatten sonra tartışılır, oyuncu grubu zaten tartışılıyordu. Bundan sonra çok daha fazla tartışılacak. Bence yönetim, şimdiye kadar tüm güvenoyunu almasına rağmen hedef maalesef çok uzak görünüyor. Bu saatten sonra iyi ve tecrübeli isimlerin karışımıyla çok iyi bir kadro kurmak şart. Yönetim “devam” diyecekse çok paraya ihtiyacı olacak. Yok eğer “felsefemiz bu” diyeceklerse, Mayıs ayı çok su kaldıran bir süreç olur.
Ben hep şunu söyledim: Gidin amatör ruhlu bir Bulgar veya Rumen hoca getirin, takımın amatör ruha ihtiyacı var dedim. Norveçli teknik direktör için de aynı şeyi söyledim. Fakat bugün ben de hocayı kafamda tartışmaya başladım. Beşiktaş’ı kafasında bitirmiş bir Ersin’le böyle bir maça çıkmak zaten başlı başına bir Rus ruleti idi.
Ben “Dört maçı geçersek seneyi rahatlatır, kurtarırız.” demiştim. Maalesef ikinci maçta sınıfta kaldık. Önümüzdeki sene yeni kadro, yeni yapılanma dememek için winner bir takım ve çalışkan bir oluşum şart. Yoksa camiayı çok sıkıntılı bir süreç bekliyor gibi görünüyor.
