İlk devre, iki ekip de birbirinin üstüne giden, bir o kalede bir bu kalede geçen bir mücadele sergiledi.
İlk saniyelerde “Neye uğradım?” dedi ama Beşiktaş, doğru paslaşmalarla ve ön tarafı desteklerken geriyi ihmal etmeden topu nasıl taşıyacağını bilerek oynadı ve ilk golü, Rafa’nın iyi pozisyon almasıyla buldu. İkinci gol ise harika bir zamanlamayla, şık bir vuruşla Rachid Ghezzal’dan geldi.
Eyüpspor, önde baskı yapan ve Prince, Emre Mor ile Beşiktaş’ı zorlayan bir oyun sergiledi. Ancak Mama Thiam topla buluşamazsa, goller de bulmaları zor ve imkansız göründü. Yine de Eyüpspor’un bu oyunu alkışa değerdi; korkusuz, hücumda risk alan bu anlayış Avrupa standartlarında bir ilk yarı sundu. Akılda kalanlar ise çabuk çıkabilen bir Beşiktaş ve savunmada hızlı parselizasyon yapan bir Beşiktaş’tı. Immobile’nin kaçırdığı pozisyonlar, Rafa ve Joao Mario’nun olumlu oyunu dikkat çekti.
İkinci yarıda Semih ve Amir oyuna girdi. Özellikle Semih’in dikine gidip topa ince ayar vermesi sonucu 3-1’e taşıdı ve hepimizi mutlu etti. Beşiktaş, kısa sürede olumlu bir döneme girdi, bu da bizleri çok sevindirdi. Topu iyi oynayan, pas yüzdesi yüksek, iyi paslarla rakip ceza sahasına ve bölgesine inen, kanatları ve orta alanı etkili kullanan, rakibini bozan bir Beşiktaş izliyoruz. Bu, çok olumlu bir durum. Beşiktaş artık sistemli bir takım hüviyetiyle sahada ve bu da taraftarını çok memnun ediyor.
Ligin iyi futbol oynayan takımı Eyüpspor karşısında alınan bu galibiyet bana göre takdire şayan.
Teşekkürler Beşiktaş. Teşekkürler Rafa Silva.