Beşiktaş, ilk devreye standart 11’iyle sahada yer alarak başladı.

Sadece Tayyip Talha farkı vardı. Rakip, öne compact oyun anlayışını benimseyerek sahada yerini alırken, Beşiktaş kenarlardan Masuaku, ortadan Rafa ile pozisyon üretmeye çalışan bir oyun şablonu ortaya koydu ve sadece Rafa’nın bireysel yeteneği ile penaltı kazandı. Immobile tabelayı değiştirdi. Antep, Okareke ve Boateng ile dengeleri bozmaya çalışsa da bunda başarılı olamadı. İlk devrede Beşiktaş’ın tutuk oyuncuları Gedson ve Chamberlain’di. Beşiktaş, Antep’in oyunu daraltmasına uyum sağladıkça, tek gollü bir ilk yarı izledik. Fakat Antep kulübünün oyunu daraltmasını ve compact oyun anlayışını takdir ettiğimi söyleyebilirim.

İkinci yarıda Beşiktaş, önde baskıyı artırdı. Daha geniş alan bırakan ve pozisyon almada Beşiktaş’a göre bir diziliş sağlayan Antep olunca, oyunda genişlik göze çarptı. Bu dakikalarda Beşiktaş, Rafa ve Rashica ile rakibinin üzerine çok tempolu gitmese de gitmeye çalıştı. Fakat ceza sahasına yakın bir mesafeden Maximin’in iyi kestiği ortaya iyi tamamlayan Arda, topu ağlarla buluşturdu. Beşiktaş, oyuna Muçi ve Onur’u aldı. Fakat ben Amir’i almasını beklerdim. Şahsen hoca, Onur’u alarak defans bloğuna önem verdiğini ve Selçuk İnan’a da aslında cesur oynama isteği verdiğini düşünüyorum. Arroyo ve Amir’i biraz geç aldı kanaatindeyim.

Antep, Beşiktaş’ı hakikaten baskıyla geriye itmek zorunda kaldı diyebilirim. Vienna gördüğü kırmızı kartla oyunda 10 kişi kalmayı başardı sonunda. “Son 12 dakikayı böyle geçireceğiz.” dedi adeta Antep takımı. Beşiktaş, son 10 dakikayı doğru düşünceyle Amir, Gedson ve Rafa hamlesi yaparak doğru dizilişi buldu diyebilirim. Son dakikalarda Antep’in maçı soğutma isteği de maça farklı bir boyut kazandırdı. Son anlarda panik havasında olan Beşiktaş’a karşı, rahat olan 10 kişiyle Antep’ti. Bu da ilginç bir anekdotum. Antep tam da bu şekilde giderken, Furkan ile ilginç bir şekilde 2-1 öne geçti.

Maç bu skorla sona erdi.