Halkın iradesiyle seçilen vekillerimizin kendi seçmenlerinin tonla sorununun olduğunu unutup bir başka ülkenin sorununa bu kadar yoğunlaşmasına anlam veremiyorum.

Eş durumundan tayin bekleyen,
köyüne köprü isteyen,
mahallesine yol bekleyen,
kentinde yeterli sayıda okulu ve yurdu olmayan,
yakacak yardımına talip giyecek ihtiyacı olan,
ekmeğe muhtaç kalan hatta depremden yıkımından ötürü barınağı olmayan…
bu kadar sorunu bir kenara bırakmış “Filistin” diyor.

Allah, Filistin / Gazze halkına selamet versin.
Allah, Siyonizmi de kahretsin.

Ancak sizler vekil seçildikten sonra; ettiğiniz yemini de ulusal bilinci de vekil seçilmenizin amacını da unutmuşsunuz. Allah aşkına hanginizin seçim vaadinde “Beni vekil seçerseniz, ben İsrail Devleti’nin zulmüne direneceğim,” dedi?! Demişse de bir vekil, o vekil saçmalamıştır. Zira TBMM’ye bağlı ve Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı bir milletvekilinin, bir başka ülkeyle ilgili bir vaadi ya absürttür ya da diplomatik skandaldır.

“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyet'e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”

Yukarıdaki bu “Milletvekili Yemin Metni”nde yer alan her ibare, ülke sınırlarımız içindeki toplumu ve bir başka ülkede de olsa, Türk Vatandaşlarının tümünü kapsar.

“Adalet” diyorum “İsrail adaletsiz,” diyor.

“Özgürlük” diyorum “Kudüs özgür kalmalı,” diyor.

“Barış” diyorum “Orta Doğu’daki barışın yolu Gazze’den geçer,” diyor.

“Ekmek olmuş, 15 Türk Lirası” diyorum “Filistinliler ekmek bulamıyor,” diyor.

“Elektrik, doğalgaz, su, telefon, aidat, kira… ödeyemez oldum,” diyorum “Netanyahu zalim bir adamdır,” diyor.

“Döviz ve akaryakıt artışı belimizi kırdı,” diyorum “Bunların hepsi Yahudi oyunu” diyor…

Allah aşkına, döndük şaşkına!
Hani kurban olacaktık; toprağımıza, taşına?!
Oğlun çürük teskeresi ya da bedelli askerlikte;
Senin sözün bize cihatta, seferberlikte!
Sırtınız da pek, karnınız da tok;
Asansörde yurtlarda can güvenliği yok.
Köyümde okul, ilçemde hastane isterim.
Ben senden gayret ve azim beklerim.
İşsiz üniversiteliler intiharın eşiğinde!
Tayin bekleyen eşin bebeği, beşiğinde.
Mahallemizde çete, şehrimizde kene;
Vaatlerinizin taahhüdü, kaldı yine bu sene.
Aldığın maaşın hakkını ver, haramdan kork!
Allah aşkına hediye edilen arabanız kaç tork?
Bürokrasi bozuk, ayranımız ekşi olmuş;
Bellerindeki silahların kabzesi fildişi dolmuş.


Duyarlı, vatansever, milletini bağrına basmış vekillerimizi tenzih ediyorum. Elbette ki, Atatürk’ün “YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ!” şiarını desteklememiz gerekiyor ancak seçildiğiniz yerlerdeki yerel ve güncel sorunların çözümü için VEKÂLET aldığınızı unutmayın.

Selam, umut, sevgi ve dua ile…