Geçtiğimiz günlerde Diyanet işleri başkanı Ali Erbaş, Erbil’de gazetecilerin sorularını yanıtlarken dikkat çeken bir konu oluştu.

Bir muhabir, Ali Erbaşa’a Arapça bir soru sordu ve tercümanlara Türkçe’ye çevrilmesini söyledi.

Yurt dışı gezileri için ayrıca ciddi bir bütçe ayırdıkları da ilginç bir durum.

Soru soran muhabire neden Arapça cevap vermediği merak konusu oldu ve doğal olarak toplumun dikkatini çekti.
Halbuki öz geçmişinde çok derecede Arapça ve Fıransızca bildiği yazılıyor.
Arapça bilmediği için mi soruyu anlamadı ve Türkçeye çevrilmesini istedi ?

Ülkenin Diyanet başkanı eğer Arapça bilmiyorsa, liyakatsizliğin boyutu çok fazla…
Bir insan, başka bir dil bilmek zorunda değil ama bunu da söylemek isterim, Ali Erbaş diyanet başkanlığı görevini Arapça bilmemesi çok ayıp, sular seller gibi konuşması ve anlaması gerekir.

Soru Fransızca olsaydı, zorlanır mıydı acaba?

Konu yanlış anlaşılmasın ve Ali beyin eksiğini dile getirip kendisini rencide etmek gibi bir durum yoktur.
Şahsı değil, yaptığı işi bizleri ilgilendirir.

Yıllık bütçesi 91 milyar olan diyanet başkanlığının geçen yıla göre %151 artmış.

Diyanetin görevi nedir peki ?

-Kendileri Mercedes’lere binip, korumalarla gezip ve iyi bir maaş alıp, fakirler peygamberimize komşu olacaktır demek mi ?
-Peygamberimiz karnına taş bağlardı demek mi ?
-Sabredin ve dua edin demek mi ?
-Torpil hoş bir şey değil ama kazancı helaldir demek mi ?
-Pahalılığa, gençlerin hak ettiği halde mülakatlarda elendiğine, milletin geçim sıkıntısı yaşadığına, faizlere, at yarışlarına, bahis oyunlarına ve milli piyango oyunlarına sessiz kalmak mı ?

Diyanetin tek bir görevi var onu da sağlıklı yapması gerekiyor.
İnsanların, ibadet özgürlüğünü temin edip camilerde o hizmeti vermek.

Gençlerin dinden uzaklaştığını da ara ara dile getiriyorlar.
Bunun sebebi nedir peki ?
Suç gençlerde mi yoksa diyanette mi ?

Din, sadece okuduğumuz ayet ve hadislerlerden ibaret değildir.
Aynı zamanda yorumlama yetkinliğidir.
Dincilik ayrı, dindarlık ayrıdır.
Dini yaşayıp, yaşatmak ve örnek olmak da çok ayrıdır.

Dinimizi öğretirken, örnek olmak da çok önemlidir.
Dini yaşamadan, anlatılamaz ve yorumlanamaz.
Mercedes ve Audi arabalara binerek değil…