DEM Parti, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki birçok yeri ezici bir çoğunlukla kazandı.

“Halkın İradesiyiz!” diyerek belediyedeki (daha önceden kayyumla çalışmış) personelin iradesini hiçe sayarak ve onlara söz hakkı tanımadan personeli sürmeye, görevden almaya, işten çıkarma girişimlerinin mesajlarını vermeye başladı…

Sorgulayıcı hatta aşağılayıcı bir tavırla personele adil olmayan ve yakışık almayan bir tavır gösterdi… DEM, “ezici oy çokluğu”na güvenerek mi, çalışanı eziyor?!!!

DEM Parti’nin “Yerel Yönetimler İntikamı” başlıklı uygulamalarına şaşırmadım. Zira ilk kayyumlar geldiğinde, “güvenlik soruşturması” meseleleriyle, birçok belediye çalışanı işten çıkarılmıştı. Onlar da şimdi intikam alıyor. 

Zerre kadar saygı duymuyorum ama intikamcı olmalarını çok iyi anlıyorum. 

Ama anlayamadığım şey şu: Yarın kayyum atanırsa, gelen mülki amir de, bir önceki dönemin kayyum çalışanlarıyla çalışmayacak! 

E burada pinpon topuna dönen belediye çalışanlarının onurunu, haysiyetini, kişiliğini ve psikolojisini kim düşünüyor? Seçilmişi de atanmışı da bir şekilde çalışanına haksızlık ediyorsa, bu işin sonu nereye gidecek? 

A dairesinin başkanı ya da B şubesinin müdürü ya da C biriminin şefi diyelim… 

İsmi de 123ABC olsun. 

123ABC isimli şahıs, 2017’de kayyumla göreve atanmış….    2019’da HDP/DEM Yönetimi şahsı görevden almış….    2019’da gelen kayyum, bu şahsa görev iadesi yapmamış….    2020’de gelen kayyum bu şahsa yine görev vermiş….    2022’de kararnameyle gelen yeni kayyum bu şahısla ilgili yeniden güvenlik soruşturması istetmiş ya da bir başka makamı yani alakasız bir göreve uygun görmüş….    2024’de HDP/DEM gelmiş ve başına kim bilir daha neler gelecek… 

Bir daha kayyum gelsin ya da gelmesin! 123ABC isimli şahıs, demokrasiye olan inancını da adalete olan güvenini de, sizce kaybetmiş midir? Ya da 123ABC artık işini düzgün ve sağlam bir psikolojiyle yapabilecek midir?

Valiler ve Kaymakamlar gibi, siyasi otorite de, “halkın iradesi” diyerek yönetime gelenler de, bu travmayı çalışanlara yaşatıyor. Ya da daha da kötüsü, bu yaşattıklarının farkında bile değiller. 

Kabul edelim bunu: Şımarık üst düzey bürokrasi, sarmaşık gibi her yere ithal adamlar ya da kendilerine sadık olan adamlar getirdi. Olan, belediyede iş yapmak isteyip de iş yapmaya aciz hale getirilmiş çalışanlara oluyor. 

Belediyeler kent hizmet mekanizmasının beynidir, ruhudur, kalbidir. Ama bu mekanizma beyinsiz bir politikayla idare edilirse; ruhsuz ve kalbi kırık bir personelle hizmet de üretemez, var olan hizmeti halka da götüremez. 

Pekiyi, ne olur?!

ZALİMLİK ortaya çıkar. 

BÜROKRASİ VE DEMOKRASİ İFLASI görülür.

CEHALET, GAFLET VE DELALET patlak verir. 

NİTELİKLİ HİZMET, ARTIK HEZİMET olur.

ADALETİN TEMİNİ VE TESİSİ sarsılır…

DEM’e oy vermemiş olabilir ama o çalışanın liyakatı esas alınmalıdır. Kayyum Politikalarını desteklememiş olabilir ama o çalışanın liyakatı esas alınmalıdır. Belediyelerin hizmet anlayışı, intikam ve nefret ile değil; intizam ve muhabbet ile olmalıdır. 

Sevgili Kayyum; o çalışanlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Sevgili DEM’li Eşbaşkanlar; o çalışanlar sizin de halkınızdır. 

Selam, Umut, Sevgi ve Dua İle.

KMA..