Beşiktaş iyi başladığı sezonda, Avrupa arenasındaki ilk maçına İsviçre ekibi Lugano deplasmanında çıktı.
Zemin suni, rakip ise ilk devre biraz geriye yaslanıp bekleyen, hızlı genç oyuncuları ile özellikle Zanetti ve Papadopoulos önderliğinde çıkışlarla, yani geriden uzun toplar ve paslarla, hızlı geçişlerle etkili olmaya çalıştı.
Gününde olan Gedson, harika bir Paulista asisti sonrasında ani gelişen atakta yediğimiz gole Messi-Maradona versiyonu bir topuk pası ile gecenin golünü attı. Hatta hat-trick yapabilecekken şanssızca bir vuruşla bunu elde edemedi.
Gecenin iyi olmayan ismi Musrati, yere çarptırarak attığı golle farkı ikiye çıkarsa da daha nefes almadan yenen gol ve ardından 3-3'e getiren gol, beraberlikle dönmemize sebep oldu. Immobile durgun bir akşam geçirse de Rafa Silva istekli bir görünüm verdi. Rakip, kompakt oyun tercihi ile hızlı ve ekonomik oynayarak istediğini aldı. Rafa solda olmalı mıydı, bu soru sorulabilir. Gedson gecenin iyisi olarak göze çarptı, Paulista soğukkanlı, Emirhan temiz ayaklı bir görüntü verdi. Rakip, 2. ve 3. bölge dengesini bozup aralara attığı uzun paslarla Beşiktaş'a fren yaptırdı diyebiliriz.
Masuaku pozisyon almada sıkıntı çekti. Geriye gelirken enteresan bir şekilde isteksiz ve gayretsiz gözükürken golleri de sol taraftan yedi. Güzel gece hafif gri bulutlu bitse de İstanbul'a büyük umutlarla dönen bir Beşiktaş var. Mustafa enerjisi, Emirhan sade ve şık bir görüntü verirken, yeni transfer Cher Ndour pek oyunun içine dahil olmasa bile temiz ayaklı, öne dikine giden bir oyuncu olduğunu gösterdi. Beşiktaş geçiş oyununu uygularken arka taraf dizaynını da sağlama almalı derim. Sonrasında Rafa Silva'nın da sağ tarafa alınması hareket getirdi.
Gri gece, İstanbul'da siyah beyaz olur. Saygılarımla.