Dünya genelinde yaşanan küresel finansal kriz, başta gıda olmak üzere emtia arzı ve fiyatlarındaki dalgalanmalar, pandemi koşulları, mülteci krizi, Rusya-Ukrayna savaşı, çevre kirliliği ve iklim değişikliğinin yarattığı riskler, küresel ekonomide tahribatlara neden olmaktadır.

Bu durum yatırım, ticaret, finansman ve turizm kanallarıyla küresel ekonomiye entegre olan Türkiye ekonomisini, dolayısıyla gelirlerinin yüzde 80’i merkezi yönetim vergi gelirlerine bağlı belediyelerimizin mali durumunu da konjonktürel olarak olumsuz yönde etkilemektedir.

Bir taraftan dış kaynakların daralması, diğer taraftan uygulanan yanlış, tutarsız ve şeffaf olmayan iktisadi politikalar sonucunda yükselen döviz kuru, enflasyon düzeyleri ve bunları takip eden diğer makroekonomik göstergelerdeki öngörülemezlik, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar, geleneksel belediye hizmetleri maliyetlerinde de çok yüksek oranda artışlara neden olmuştur.

Bununla birlikte pandemi, doğal afetler ve iktisadi krizin getirdiği sorunlar yerel yönetimler açısından başta sosyal transfer harcamaları olmak üzere yeni maliyet kalemlerini de ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle, yerel yönetimlerin mali alanda yürüttüğü çalışmaların önemli amaçlarından biri de her türlü beşeri, fiziki ve mali kamu kaynaklarını ekonomik, verimli ve etkin kullanan, kurumsal yapısı güçlü, sürdürülebilir bir belediye idaresi oluşturmak olmalıdır.

Mali disiplin şart !
Belediyelerimizin sürdürülebilir mali performansa sahip olması için,
mali altyapısının güçlendirilmesi, faaliyetlerini daha çok öz kaynakları üzerine kurması, gelir/gider dengesini daha sağlıklı hale getirmesi gibi mali performansını artıracak önlemler alınması hedeflenmelidir.

Bu çerçevede,
gider azaltıcı ve gelir artırıcı faaliyetler ve gelir yaratıcı çalışmalarla yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılması ve bütçe disiplini ve verimlilik artışının sağlanması, yapılan her harcama kaleminde bütçe kısıdı çerçevesinde fayda ve maliyet analizinin yapılarak stratejik önceliklendirmenin yapılması, kurumsal kapasitenin arttırılması ve iyi yönetim ile beşeri, fiziki ve mali kaynakların etkin, ekonomik ve verimli kullanılarak mali disiplinin sürdürülebilir hale gelmesi çok daha önemli hale gelmiştir.

Sürdürülebilir bir belediye idaresi oluşturmayı amaçlayan, ülke nüfusunun dörtte üçünden fazlasının yaşam kalitesini doğrudan etkiler hale gelen büyükşehir belediyeleri, merkezi hükümetten gelen vergi paylarına yüksek oranda bağımlı bir mali yapıya sahiptir.
Ancak merkezi hükümetten gelen vergi paylarının dağıtımındaki adaletsizlik aynı görev, yetki ve sorumluluklara sahip büyükşehir belediyeleri arasında eşit şartlarda hizmet üretme ve şehirlerin rekabet güçlerini olumsuz etkilemektedir. 
Kaynakları koruma, geliştirme ve gelecek nesillere emaneti sağlam olarak teslim etme sorumluluğumuz var. Her bütçe bir tercihi yansıtmaktadır. Gerek belediyelerimizin yıllık bütçelerinde gerekse stratejik planlarında, kentlerimizin sosyoekonomik göstergelerinde iyileşmeler sağlanmasında, kalkınmışlık seviyesini yükseltme ve başta yoksulluk ve açlığın sona erdirilmesi, sağlıklı bireyler, nitelikli eğitim, cinsiyet eşitliği, temiz su ve sıhhi koşulların sağlanması, erişilebilir ve temiz enerji, insana yakışır iş yaratarak hem kentlerimizin hem de ülkemizin ekonomik büyümesine katkı sağlanması amaçlanmalıdır.
Adil dağıtım olmalıdır.

Sürdürülebilir belediyecilik örneği ;

- Kaynaklarını sağlanacak diğer fonlarla birlikte ekonomik, verimli ve etkin kullanan, bunları dengeli ve adil bir şekilde dağıtan,
- Mali disiplini sağlayan, öngörülebilir, kurumsal kapasitesini yükselterek güçlü yapısını ve faaliyetlerini sürdürülebilir hale getiren,
- Yatırım ve harcamalarını şehrin ihtiyaçları doğrultusunda önceliklendiren,
- Günümüz kuşak vatandaşlarının gereksinimlerini, gelecek kuşakların gereksinimlerinin karşılanmasından taviz vermeden karşılanmasını, ekonomik, sosyal ve çevresel boyutları arasında bir denge kurarak sağlamayı amaçlayan çok boyutlu ve çok kapsamlı bir belediyecilik anlayışıdır.