Maalesef diyerek başlamak istediğim bu köşe yazımda, ah vah edeceğimiz günleri yaşamamanın temennisi ve çabasıyla birlikte Bismillah deyip başlıyorum…
Maalesef, günümüz şartlarından kaynaklanan kültürel ve ahlaki yozlaşma hat safhalara erişmiş, önü alınamaz bir hale gelmiş ve ciddi bir tehdit oluşturacak durumlar içerisine girmiştir.
Kültürel yozlaşma: “Kelime anlamı itibariyle, yabancı kültürlerin olumsuz etkisi ve toplumun kendine has değerlerine olması gerektiği kadar sahip çıkmaması sebebiyle ortaya çıkan kültürel ayrışma, kopma ve bozulmadır. Diğer bir deyişle, değerlerine sahip çıkmayan toplumların bu değerlerden uzaklaşması ve bu değerlerini kaybetmesidir.”
Ahlaki yozlaşma: “Ahlakın kaybolması, kötüleşmesi ve bozulması demektir. Topluluklar, bu yozlaşmanın meydana gelmesi sonucunda hoş karşılanmayan kötü alışkanlıklar ve kötü davranışlara silsile halinde meyil etmekte, ahlaki erozyona yol açacak bir durumu ifade etmektedir.”
Biliyoruz ki tarih boyunca kültürel değerlere olan hassasiyet zamanla inceden inceye erozyona uğramış ve bugüne kadar eriye eriye gelmiştir. Bugün ise bu hassasiyet yok olma noktasına gelmiş ve buhar olup uçmaktadır. Geçmiş nesillerde ahlaki incelmenin önündeki engellerin temel etmenleri şunlardı: Toplum elitlerinin hissedilen baskısı ve gücü, manevi duyguların toplumlar nezdinde yüksek seviyede olması, saygı bilinci, ayıplanmak, öğretimci toplum yapıları ve bazı dönemlerde caydırıcı cezaların uygulanması.
Günümüzdeki toplum yapısına baktığımızda, gördüğümüz içler acısı tabloyu birkaç önemli hususa bağlamak mümkündür. Bu hususların önündeki engellerin, geçmiş nesillerde bulunan engelleyici etmenlerin olmadığını açıkça söyleyebiliriz. Bu önemli hususlardan biri, yanlış kullanılan teknolojidir.
Bu çağ öyle akılalmaz bir hale geldi ki, basın-yayın organlarından daha hızlı şekilde bir olaya ya da habere ilişkin bilgilere doğru ya da yanlış ulaşmak an meselesi oldu. Binlerce, hatta on binlerce kilometre ötedeki bir haberi öğrenmek sadece saniyeler almakta. Buradan kasıt, ileri teknolojinin günümüzdeki durumunu gözler önüne sermek ve teknolojinin yanlış kullanımıyla yozlaşmanın, değerlerin yitirilmesinin önünün ne kadar açık hale gelebileceğini ve geldiğini vurgulamaktır. Bilinçsizce kullanılan sınırsız içerik, bir şekilde değer yapısını bozmakta ve maalesef yozlaşmakla kalmayıp değerleri tuzla buz etmektedir.
Bununla beraber, toplumdaki manevi duyguların azalması ve yitirilmesi oldukça etkin bir yozlaşma sebebi olmaktadır. İnsan oğlunun maddeye ve şehvete olan yaklaşımının önü alınamaz bir hale gelmesi, manevi duyguların körelmesi ve bilinç seviyesinin haz duygularının altında kalmasıyla doğal bir tepki sonucu oluştuğu gün gibi ortadadır.
Ekonomi ve savunma gibi alanlar, bir ülkenin dinamizm organlarından bazılarıdır. Bu organların önemini bildiğimiz ve vurguladığımız kadar; kültürü, bilhassa gelenek-görenek ile yaşamı bir çatı altında düşünmemek olanaksızdır. Milletleri ve toplumları ayakta tutan değerler, toplumun yapı taşında dinamik etkilere sahiptir. Bu etkilerin genel manada yarattığı sinerjiye hakim olmak ve gereğini geniş çaplı çalışmalarla yapmak elzem bir gerekliliktir.
Bu husus, toplumda varoluşsal bir yok oluşa tam manasıyla erişmeden, gerekli olan çalışmaların tüm kamuoyu ve devlet nezdinde yapılmasını ve bunun temel bir şart olarak kayıtlara geçmesini zorunlu kılmaktadır.
Selam, sevgi ve dua ile…
Eğitmen-Yazar
Ümit BAKIR