Bu maça Mourinho, Mert Müldür ve Maximin sürpriziyle başladı.
Bu rotasyon kabul edilebilir, ancak Fenerbahçe taraftarının Krunic'i, özellikle de bu performansıyla kabullenmesi kolay olmayacak gibi görünüyor. Mourinho'ya yönelik ilk şüpheli bakış, Krunic ile olabilir.
İlk yarıda, Dzeko ile 3 net gol pozisyonunu cömertçe harcadık. Lille gibi önemli bir Avrupa deplasmanında, hele ki Şampiyonlar Ligi arenasında, bulduğunu atacaksın arkadaş. Hele ki Dzeko gibi bir golcü bunları değerlendiremiyorsa, başka neyi değerlendirecek? Tamam, En-Nesyri gibi bir yıldız var kenarda bekleyen, ancak sana bu şans verildiyse ve sen de bu şansı iyi kullanmalısın, Dzeko.
Rakibin bir topunu Liva çıkardı, akabinde ise ani gelişen bir atakta Lille golü buldu. Golde Jayden'in de payı vardı; ona çarpan top, Livalovic'i yanılttı.
İlk yarıda evet, goller kaçırdık ancak Lille'nin de 3 pozisyonunu Liva önledi. Yani Liva, Fenerbahçe'yi maça tutundurdu.
Fenerbahçe, ikinci yarıya etkili başladı ve Maximin ile 2 net golü harcadı. Maximin zamanla daha iyi olacak ve özellikle Kadıköy'de taraftarı coşturacak.
Bence Tadic, eskisi gibi solda oynamalı çünkü o bölgeye alışmıştı. Eğer orada Maximin oynayacaksa, Tadic 7 veya 10 numara pozisyonunda da oynayabilir.
Ferdi her zamanki gibi çok çalıştı ama golde ciddi bir hata yaptı. İkinci yarıda oyuna giren İrfan Can, harika bir frikik golü ile skoru dengeledi. Aslında Fenerbahçe, özellikle ikinci yarıdaki oyunuyla galibiyeti de hak etmişti.
Maç berabere bitecek gibi görünürken, 90+1'de gelen sürpriz Lille golü ile Fenerbahçe maçı 2-1 kaybetti. Bu skor, maçın gerçek skoru asla değildi ve yazık oldu. En azından berabere bitebilirdi, bu her iki takım için de adil bir skor olurdu ama olmadı.
Tur İstanbul'a kaldı. Bu maçtaki hatalardan ders alarak, Fenerbahçe ikinci maçta ciddiyetle oynarsa, bu Lille elenmeyecek bir takım değil. Hatta Fenerbahçe tam olarak ritmini bulmamış olsa da oyuncu kalitesi olarak Lille'den çok daha iyi bir takım.
Sonuç olarak, 1-1 ile İstanbul'a dönmek varken, 2-1 mağlubiyetle dönüyoruz ama yine de umutluyuz. Ancak kafamızda bir soru işareti de yok değil. Maçı ve turu 12. adam (taraftar) getirecek. Rövanşta seyirci bir dakika susmamalı, 90 dakika sabırla takımını desteklerken oyuna etki etmeli ve edecektir. Biz bu turu geçeriz.