Ticari gayrimenkul, Türkiye'de gayrimenkul sektörünün önemli bir parçasını oluşturur. Ticari gayrimenkuller, işyerleri, ofisler, alışveriş merkezleri, depo, antrepo ve sanayi tesisleri gibi ticari amaçla kullanılan gayrimenkulleri kapsar. Türkiye'deki gayrimenkul ticari piyasası, ülkedeki ekonomik büyüme, şehirleşme süreci ve yatırımcıların ilgisi gibi birçok faktörden etkilenmektedir.
Türkiye'nin genel ekonomik durumu, ticari gayrimenkul piyasasındaki ilişkilerinde önemli bir faktördür. Ekonomik büyüme oranları, faiz oranları ve enflasyon gibi ekonomik göstergeler, ticari gayrimenkul talepleri ve fiyatlarını etkilemektedir. Özellikle büyük şehirlerdeki iş merkezleri, alışveriş bölgeleri, lojistik merkezler ve organize sanayi bölgeleri ticari gayrimenkul piyasasının canlı olduğu bölgelerdir.
Ticari gayrimenkullerdeki yatırımları arasında şehirleşme ve nüfus artışı diğer önemli faktörler arasında yer alır. Türkiye'deki büyük şehirlerdeki artan nüfus, perakende sektöründeki büyüme ve lojistik talepler ticari gayrimenkul taleplerini artırmaktadır.
Diğer taraftan pandemi sürecinde ve Rusya – Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan uluslararası tedarik ve üretim süreçlerinde yaşanan sıkıntılar yatırımcıları yeni alternatif çözümler üretmeye yöneltmiştir. Bu kapsamda Türkiye jeopolitik konumu nedeniyle en popüler ülkeler arasında yer almaktadır. Özellikle Avrupa ülkelerinin üretim ve lojistik noktalarını Çin’den, Türkiye gibi ülkelere taşımaya başladığı gözükmektedir. Türkiye, karayolu ağı, deniz ulaşımı ve günden güne artan raylı sistem ağıyla bu alanda en avantajlı ülkelerden birisidir.
Ayrıca, uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisi de ticari gayrimenkul pazarını geliştirecektir. Yabancı yatırımcı, Türkiye'nin bulunduğu konumu, büyüyen ekonomisi ve çeşitli sektörlerdeki fırsatlar sayesinde ticari yatırımlara daha fazla yatırım yapmaktadır. İnşaat maliyetlerinin artması nedeniyle özellikle lojistik ve depolama alanında arz yetersizliği baş göstermektedir. Bu alana yatırım yapanların, yatırımlarını 10-12 yılda amorti edebilecek getiriye sahip olacakları görülmektedir.
Ancak avantajların yanında, yatırımcı açısından ticari piyasada bazı riskler de bulunmaktadır. Faiz oranlarındaki ani değişiklikler, ekonomik göstergeler ve siyasi istikrarsızlık gibi değişkenler ticari gayrimenkul yatırım tercihlerini değiştirebilmektedir. Seçimlerin sonuçlanması ile birlikte siyasi istikrar sağlandığı noktasında yabancı yatırımcının endişeleri günden güne azalacaktır.
Ticari gayrimenkul piyasasının durumu zaman içinde değişebilir ve daha da gelişebilir bir potansiyele sahiptir. Konjonktürel olarak ekonomi yönetiminin doğru hamleleri zamanında yapması durumunda bu alanda çok fırsat bulunmaktadır.
Turan TÜRK