............. & Mohaç Zaferi & .............. # Târihin 2 Saat Gibi En Kısa Süren İşbu Meydan Muharebesinde Macarlar Hezimete Uğratıldı ve Kral II.Layoş Öldü # * 29 Ağustos 1526 * * 21 Zilkâde 932 *
Tarihte bugün “29 Ağustos 1526”; Kanuni Sultan Süleyman Han komutasındaki Orduyu Humâyun’un 23 Nisan 1526’da İstanbuldan hareketle Tuna boylarında birçok kaleyi fethettikten sonra Macarların önderliğindeki Haçlı ordusunu Mohaç Meydan Muharebesinde mağlup edişinin yıldönümü olup makalemizde bu büyük zaferden bahsedeceğiz.
Şu anekdotu da paylaşmakta fayda var; Kanuni Sultan Süleyman Hân bu zaferden 5 yıl önce yine “29 Ağustos 1521” Belgrat'ı fethetti ve yine 29 Ağustos 1543 tarihinde de Macaristan’ın başşehri Budin’i fethederek Türk topraklarına katmıştır. Yani Batılıların tabiriyle "Muhteşem Süleyman" Avrupa’nın merkezinde 29 Ağustos tarihlerinde üç büyük zafer kazanmıştır.
XVI.Yüzyılda Avrupa'da Osmanlı Devletinin karşısında durabilecek tek bir güç vardı o da Macarlardı. Yani dünyanın en büyük gücü Osmanlı ile Haçlı Avrupa’sının en büyük gücü olan Macarların karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz olmuştu. Aslında Macarlar da büyük Hun Türk Hakan’ı Atilla’nın soyundan geliyor. Uluslararası literatürde Macaristan’a Hungary yani Hunların ülkesi denilir.
Bu büyük Meydan Muharebesi, Macaristan’ın güneyinde Mohaç ovasında yapılmış olması sebebiyle bu adla anılır. Ayrıca tarihî Macar Krallığı’nı sona erdirip Macar topraklarının parçalanmasının ilk adımını oluşturması yanında Avrupa’da Macar tahtı veraseti meselesini ortaya çıkarmasıyla da dikkat çeker.
Macaristan Seferinin nedenleri hakkında şunları söyleyebiliriz:
Alman Kralı Şarlken'in bütün Avrupa'yı etkisi altına almak istemesi, Macar Kralı ile Alman Kralının gittikçe birbirlerine yakınlaşmaları, Osmanlı Devleti de bu yakınlaşmayı kendisine karşı bir tehdit olarak algılaması,
Fransa Kralının Alman İmparatoruna esir düşmesi sonucu Fransa Kralının annesinin İstanbul'a bir elçi göndererek Kanuni Sultan Süleyman Hân'dan yardım istemesi, İran Şâhı Tasmahb'ın Alman ve Macaraistan Krallarına Osmanlıya karşı ittifak kurmak önerileri,
İşte bu gibi sebeplerden dolayı Kanuni Sultan Süleyman Hân, 1521 yılının yine 29 Ağustos'unda Avrupa'nın kilidi olarak tanımlanan Belgrat'ı ferhetmiş ancak; Avrupa'ya İslam ve Türk mührünü vurmak için bir 5 yıl daha beklemek durumunda kalmıştı.
Kânûnî Sultan Süleyman Han 60.000 kişilik ordusu ve 300 top ile yolda vezriazam ve Rumeli Beylerbeyi' İbrahim Paşanın da katılımıyla 23 Nisan 1526 tarihinde İstanbul'dan Budin'e doğru yola çıktı. Yol üzerinde bulunan Petervaradin, Ezsek ve Ujlak kalelerini de fethetti.
Sultan Süleyman, çevreye gönderdiği akıncılarla, Macar ordusunun yardım almasını önledi. Osmanlı ordusu, 28 Ağustos 1526'da Mohaç ovasına geldi. Başta Kanunî, veziriâzam Pargalı brahim Paşa olmak üzere ordunun bütün komutanlarıyla, eski ve tecrübeli askerlerinin katıldığı bir savaş meclisi toplandı.
Bu mecliste Yahyapaşazade Malkoçoğlu Bali Bey, birbirlerine zincirlerle bağlı zırhlı Macar süvarilerinin çok tehlikeli olduğunu ve kitle halinde saldırının sakıncalı olacağını, düşmanın yan ve gerilerine yapılacak saldırıların daha çok yarar sağlayacağını söyledi; teklifi, padişah ve mecliste hazır bulunanlarca kabul edildi.
Mohaç ovasının bir yanı bataklık (Karasu bataklığı), öteki yanı tepelikti. Osmanlı ordusu, Bâli Bey'in teklifi üzerine, arka arkaya üç saf hâlinde düzene girdi. Ön safta veziriâzam İbrahim Paşa komutasında Rumeli Ordusu, ikinci safta Behram Paşa kumandasında Anadolu Ordusu, üçüncü safta ise yeniçerilerin komutanı olarak padişah bulunuyordu. Savaş planı gereğince, Macar saldırısı beklenecek, saldırılar Osmanlı ordusunun merkezine yönelince, Osmanlı kuvvetleri yanlara doğru açılarak, Macar süvarisini topların menziline getirmiş olacaktı.
Macar Ordusu da Türk Ordusunu karşılamak üzere Mohaç Ovasında 85 top ve 35.000 askerden oluşan bir kuvvetle ordugâh kurdu. Ordunun başında Macar Kralı II.Layoş ve başkomutan olarak da Nodor Barthory bulunuyordu. Macaristan Krallığı ordusunun saflarında, Hırvatistan Krallığı, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, Bohemya Prensliği, Bavyera Prensliği, Papalık Devleti ve Lehistan Krallığından da takviye askerler vardı.
29 Ağustosta 1526’da Osmanlı ordusu Mohaç'a gelerek kendisini bekleyen Kral II. Layoş kumandasındaki Haçlı ordusuyla karşılaşınca Kanuni; "...Şimdi bir vakt oldu ve herdem asker yorgundur, İnşallah alesseher Cenge mübaşereh oluna!...” diye emrini verdi.
Diğer Haçlı devletlerinin de ittifakıyla kendilerine oldukça güvenen zırhlı Macar Şövalyeleri yekpare olarak harekete geçtiler. Atlar önce tırıs sonra dörtnala uzun mızraklı askerlerle saldırdılar. Binlerce At nalının yere vurmasıyla oluşan korkunç uğultuya cenk naraları karıştı.
Hal böyleyken ve Macarların harekete geçmesi üzerine “...La havle velâ kuvvete illa billah Asakir-i Muhammediye'ye Nusretini yetiştir Allah'ım!...” diyen Kanuni, İbrahim paşayı Rumeli kuvvetleri ile bu hücumu karşılamaya memur etti. Zira Macar zırhlı süvarisinin taarruzu çok kuvvetli idi.
Savaş, 29 Ağustos sabahı Macar Ordusunun
yoğun saldırısı ile başladı. Osmanlı Ordusunun Rumeli Beylerbeyliğine ait askerleri bir süre savaştıktan sonra taktik gereği geri çekilerek Macar Zırhlı süvarilerini bir anda Osmanlı topları ile karşı karşıya getirdi.
Bunun yanında Bali Bey komutasındaki Akıncı Birlikleri de Macarların olası kaçma yollarını keserek onları çember içine aldılar.
Macar Kralı II.Layoş da biraz evvelki taktikle Anadolu Beylerbeyliğine ait askerlerin tuzağına düşürüldü.
Macar ordusu, Osmanlı toplarının tam
hizasına gelince 300 top birden ateş etmeye başladı. Zırhlı Macar ordusu bu ateş gücü karşısında fazla bir varlık gösteremedi ve dağıldı.
Hüsrev ve Bali Beyler de birlikleri ile yerlerinden çıkarak Macar kıtalarının yan ve gerilerine taarruza geçtiler. Çarpışma bir kıyıma dönüştü. Kral II.Layoş komutanlarından kiminin düşüp, kiminin esir olduğunu görünce ikbalinin karardığını anladı. Cihan başına dar olmuştu ve savaştan vazgeçip nehire doğru kaçmaya başladı oysaki savaş başlayalı henüz iki saat olmuştu ve Macar Kumandan Nodor Barthory, Borza deresi yakınlarında öldürüldü.
Kral II.Layoş kaçarken akşam karanlığının da tesiriyle Csele deresinde boğuldu. İki başkumandan, altı başrahip ve Macar ileri gelenlerinden 300 rütbeli asker savaş meydanında ölenler arasındaydı. Sefer sırasında tutulan rûznâmeye göre meydanda kalan Macar ölüleri ortada bırakılmayarak gömüldü, bu sırada 20.000’i piyade ve 4.000’i süvari olmak üzere toplam 24.000 ceset sayıldı. Esir alınanların sayısı ise 10.000’e ulaşıyordu. Osmanlı ordusunun şehit sayısı ise sadece 2.000 civarındaydı.
Bu savaş; dünya tarihinin en kısa süren ve imha gücü en yüksek olan ender meydan muharebelerinden biridir. Bu savaşla Osmanlı Devleti, Avrupa'daki en güçlü Haçlı müdafaa hattını böylece kırmış oldu.
Osmanlı Ordusu bu büyük zaferden 6 gün sonra Macaristan'ın başkenti Budin'e girdi. Yahudiler hariç herkes Budin'i terketmişti. Onlar da Budin Kalesinin anahtarlarını Kanuni Sultan Süleyman Hân'a sundular.
Savaş Macar Krallığı’nın bir bakıma sonunu hazırladı. Her ne kadar Osmanlılar, Budin merkezli olmak üzere Zapolya’nın krallığını, kendilerine bağlı olmak kaydıyla, kabullendilerse de bu durum geçici bir süre içindi.
Macar Kralı II.Layoş’un ölümü, V. Karl’ın kardeşi Avusturya ve Bohemya taraflarının idarecisi Arşidük Ferdinand’ın akrabalık bağı dolayısıyla Macar tahtı verasetinde hak iddiasına ve Macaristan’ın bir bölümünde hâkimiyet kurmasına yol açtı.
Bu savaş sonucunda, Macar Krallığı’nın eski toprakları üçe taksim edildi. Bu durum Macaristan topraklarında Osmanlılar’la Habsburglar arasında 150 yıl sürecek olan mücadelenin de ilk adımını oluşturdu. Öte yandan Avrupa’daki siyaset arenasında Osmanlılar’ın ağırlıklarını hissettirecekleri yeni bir devir bu zaferle başlamış oldu.
Muharebede Macar kralı II.Lajos'un öldürülmesi üzerine Macar tahtı vârissiz kalmıştı. Székesfehérvár'da (Osmanlı döneminde İstolni Belgrad) toplanan Macar dieti (asiller meclisi) Erdel voyvodası János Szapolyai'yi Macar kralı seçti. Macar asillerinin bir kısmının bu durumu kabullenmeyerek Habsburg hanedanından Avusturya arşidükü I. Ferdinand'ı kral seçmeleri, 1528'de Szapolyai'nin Osmanlı Devletinden yardım istemesine neden olacak ve ilerleyen yıllarda yaşanacak olan Osmanlı-Avusturya savaşlarına ve I. Viyana Kuşatması'na yol açacaktı.
Mohaç Savaşını anlatan şair Mahremi'nin 260 beyitlik bir " Fetihnâmesi " vardır. Bu beyitlerde Mohaç Meydan Muharebesi bütün detayları ile anlatılır.
Bu vesileyle Mohaç Zaferinin yıldönümünde XVI.Asrın en büyük hükümdarı olan Kanuni Sultan Süleyman Hân'ı ve o muhteşem ordusunun cengaver askerlerini hürmetle muhabbetle selamlar, minnetle ve rahmetle yâd ediyoruz. (الفاتحع)
Selam ve duâ ile...
Av. Mustafa TAŞBAŞI
Araştırmacı Yazar