Fenerbahçe, alışık olmadığı şekilde 4-4-2 sistemiyle maça başladı.

İlk pozisyonunu 6. dakikada En-Nesyri ile buldu, ancak top direkten dışarı çıktı. Mourinho, tandemde Djiku-Çağlar ikilisine, sol bekte Levent Mercan’a, sol kanatta Kostić’e, sağ kanatta ise Tadić’e şans verdi.

11. dakikada Kostić, ceza sahası sol çaprazından net bir gol fırsatını değerlendiremedi. Hemen ardından Fred’e yapılan hareket kırmızı kartla sonuçlanabilirdi; ancak genç hakem Oğuzhan Çakır bu pozisyonda sarı kart vermeyi tercih etti. Karar tartışmaya açık.

I M G 6910-1

12. dakikada yapılan sıkı pres sonrası, Džeko’nun güzel asistiyle En-Nesyri, Fenerbahçe’nin aradığı golü buldu: 1-0.

Maçın başından itibaren oyunu domine eden taraf Fenerbahçe’ydi. Oyun, Hatayspor yarı sahasında oynanıyordu ve ilk yarının kalan dakikalarında da Kostić, En-Nesyri ve Džeko ile önemli gol fırsatları kaçırıldı.

33. dakikada Hatayspor’un ilk ciddi atağında, Boutobba’nın sağ çaprazdan vurduğu top Levent Mercan’a çarparak ağlara gitti: 1-1. Artık bir gelenek haline gelen “Fenerbahçe kalesine gelen ilk top gol olur” kuralı yine değişmedi.

İlk yarının son dakikasında hızlı gelişen bir atakta, En-Nesyri fırsatçılığını bir kez daha gösterdi ve kafa vuruşuyla ilk yarının skorunu belirledi: 2-1.

İkinci yarıya aynı kadroyla başlayan Fenerbahçe, sayısız gol pozisyonunu hovardaca harcadı. Hatayspor kalecisi Erce, yaptığı kurtarışlarla farkı önledi. Bir pozisyonda hakem, Osayi-Samuel’e yapılan net kırmızı kartlık hareketi görmezden geldi.

Hakem Oğuzhan Çakır’ın verdiği ve vermediği kararlar, özellikle Fenerbahçeli futbolcuları çileden çıkardı. Uyguladığı çifte standartlar ve hatalar gözlerden kaçmadı.

Fenerbahçe, çok da iyi oynamamasına rağmen 10-1 veya 11-1 kazanabileceği maçı, zorlanarak da olsa 2-1 kazandı. Aboubakar’a yapılan müdahalelerle birlikte Hatayspor’a verilmesi gereken 3 kırmızı kart çıkmadı.

I M G 6912-1
Hatayspor, 4-5 oyuncusundan yoksun çıkmasına rağmen büyük bir mücadele sergiledi.

Bu skor, maçın ardından tepki çekebilir; ancak ileride Galatasaray’ın kaybedeceği puanlar göz önünde bulundurulduğunda, alınan 3 puanın altın değerinde olduğu düşünülebilir.

Fenerbahçe’nin asıl sorunu saha içinden çok saha dışındaki faktörler. Bu kadar gürültü yaşanan başka bir camia yok. Karşılarında öylesine kenetlenmiş bir yapı var ki bu yapıyı ancak kendi içinde birlik ve beraberlik sağlayarak aşabilirler. Fenerbahçe’nin, ikinci bir “3 Temmuz ruhuna” kesinlikle ihtiyacı var.