Hepimizin tutkusu..
Kendimizi futbolla buluyoruz takımımızın galibiyeti veya mağlubiyeti ile coşku veya hüzün yaşıyoruz.
Bir takım taraftarlar maalesef empati yapmıyorlar, Avrupa'da mesela bir Türk Takımının maçı var ve mağlup olup elendi diyelim..
O takıma gönül verenler incinir mi diye düşünmeden sanki o takım bir Türk Takımı değilmiş gibi dalga geçmeler, laf sokmalar vs vs..
Bunu yapıyorsanız tersi olunca da ses çıkamayacaksınız. Siz rakibinizle dalga geçerseniz, rakibinizde sizinle dalga geçer.
Saygı istiyorsanız saygı göstereceksiniz sevgi istiyorsanız sevgi göstereceksiniz hadi onuda mı yapamıyorsunuz içeride ne yapın edin ama bir Avrupa maçı sonrasında bunları yapmayın, ayıp oluyor.
Bugüne kadar hiçbir zaman ve hiçbir Avrupa maçından sonra rakibi öven, elenmesine sevinen yorum yapmadım başka bir ülkenin takımına övgüler düzmedim.
Futbolda yaratılan bu kaotik düzen, işin içine bahis, karaborsa bilet yolsuzluğu yani milyonlar girdiği zaman futbol, futbol olmaktan çıktı.
Fenerbahçe'nin 16-17 ve 18 yaşındaki genç oyuncularla çıktığı Süper Kupa Finalinde attığınız gol sonrasında "Çılgınlar gibi" sevinmeyecek, rakibi ve ona gönül veren milyonları germeyeceksiniz!!!
Önce rakibinize ve ona gönül veren milyonlara saygı duyacaksınız. Metin Oktay'lar, Turgay Şeren'ler, Baba Gündüz'ler, Lefter'ler, Can Bartu'lar, Alpaslan'lar, Cemil'ler, Cüneyt'ler, Oğuz'lar ve Ergün'lerden ilham alacaksınız.
Evet şu an Ülkemizde Sarı-Kırmızı gönüller yaralı ve gergin. Aklı selim olan ve gerçeği görenler açıkça eleştiriyor ve bunu dile getiriyorlar ancak olaya "fanatikçe" bakanlar ne bizim yazdıklarımıza "Hadi bunu geçtik" ne de mantıklı olan sarı-kırmızı eleştirilere kulak asmıyorlar.
Sosyal medyada her türlü hakareti, seviyesizliği görüp buna ses çıkarmayanlar, şuraya seviyeli ve gerçekçi yorumlar yapınca ve bu satırları yazan kişi empati kuran kişi olunca acımasızca eleştiriyorlar bari buna tahammül edin.