Maça her iki takım da birbirini deneyerek başladı.
Top hem Alanya cezası arasında hem de Fenerbahçe cezası sahasına dolaştı; ancak ilk şutları Fenerbahçe buldu. Top birisinde auta, birisinde ise Talisca ile kaleci Yusuf’a gitti.
Maçın hemen başında Çağlar’ın sakatlanması, son haftalarda devam eden şanssızlıklar silsilesinin bir yeni örneğiydi. Amrabat oyuna girdi ve Fenerbahçe mecburen 4-4-2’ye döndü.
15. dakikada Alanyaspor 0 şut, 0 korner; Fenerbahçe ise 2 şut, 1 korner şeklinde geçti. Topla oynamada Alanyaspor 56’ya 44 öndeydi.
Ve, Szymanski Fenerbahçe tarihine geçti. 22. dakikada organize gelişen bir Fenerbahçe atağında sağdan Oğuz’un bindirmesi ile Tadic’e verdiği pas sonrasında Tadic’in enfes ara pası ile topa Talisca vurdu. Top sekti, yine Tadic’e geldi. Tadic, Szymanski’ye asist yaptı; Szymanski vurdu, üst ağları havalandırdı ve Fenerbahçe tarihinin 4000. golünü atmak Sima’ya nasip oldu.
Maçın ilk yarım saati Fenerbahçe 5 şut, Alanyaspor 0 şut şeklinde geçildi. Alanyaspor ilk pozisyonunu 31. dakikada buldu; pozisyonu ve ceza sahasındaki şutu Amrabat önledi. Alanya bu pozisyondan sonra topa hükmetmeye başladı ve Fenerbahçe kalesine daha sık gelmeye başladılar.
42. dakikada soldan Kostic’in güzel asisti ile Anderson Talisca, Fenerbahçe’nin 2. golünü kaydetti ve kupa sonrasında ligde de siftah etti. Gol sonrasında Alanya tribünlerinden ensesine atılan bardak su, gerçekten tam bir hazımsızlık örneğiydi. Yazıklar olsun böyle taraftarlığa.
Talisca, ülkemize gelmiş böyle oyuncuların ligimize kattıkları değer ve kalite tartışılır mı? Bu yaptığınız hangi akla mantığa uygun olacak şey değil. Gol sonrasında anormal bir sevinç hareketi de yapmamıştı, halbuki.
45+6’da Yusuf topa vuramadı ve Alanya golden oldu; bu, Alanyaspor’un bulduğu en net pozisyondu. Fenerbahçe ilk yarıda hiç de zorlanmadan 2-0’lık net sonuçla soyunma odasına girdi. Hem savunmayı iyi yaptı hem de hücumda etkin ve üretkendi. Alanyaspor ise sakin ve yavaş bir oyunu tercih etti; evet, bu bir tercihti ancak bu Fenerbahçe’nin etkili ve tecrübeli oyuncularına sökmedi.
“Koyu G.Saraylı" olduğu söylenilen hakem Cihan Aydın, Skriniar’a gösterdiği "ucuz sarı kart" dışında ilk yarıda şaşırtıcı şekilde adilane ve güzel maç yönetti; aman nazar değmesin.
Fenerbahçe ikinci yarıya da hareketli başladı. Hatta Dzeko ile 1-2 gol pozisyonunu harcadı, peşinden Alanyaspor’un bir frikik atışı auta gitti.
Alanyaspor 57 ile 67. dakikalar arasında Fenerbahçe kalesine iyi geldi; en net pozisyonu ise 67. dakikada yakaladı. Önce Richard vurdu, kaleciden döndü; sonra Hadergjonaj auta attı.
İkinci yarıda her ne kadar Alanyaspor 1-2 pozisyonda gelse de; Fenerbahçe yine de ne yaptığını bilen, yere sağlam basan, aklı selim ve dengeli bir futbol ortaya koydu.
Mourinho’dan 70. dakikada Oğuz yerine Osayi Samuel, Talisca yerine de İsmail Yüksek hamlesi geldi. Bu arada, ilk yarıdaki yönetimi nedeniyle tebrik ettiğimiz Cihan Aydın, maalesef 2. yarıda önüne gelen futbolcumuza sarı kart gösterdi ve ilerleyen haftalar için elinden geleni yaptı, sağ olsun; bunu bazıları görmez de biz görürüz.
Mourinho’dan 90+1. dakikada Mert Hakan Yandaş ve İrfan Can hamlesi geldi; bu hamleler doğru olmakla birlikte biraz geç oldu. Daha erken alınmış olsalardı, Fenerbahçe 3. golü bulur, daha da rahatlardı.
Szymanski ile oyuna sonradan giren İsmail Yüksek oyundan çıktı; İsmail zannedersem sakatlandığı için çıkarıldı, maça +6 dakika eklendi.
Mourinho’nun özellikle Fenerbahçe 2. golü bulduktan sonra Cenk Tosun’u tercih etmemesi, hele ki En Nesyri’nin olmadığı bir maçta biraz garipsendi. Cenk Tosun, iyi niyetle mücadele eden bir santrafor ve bu maçta oynamalıydı; özgüveni içinde bu gerekliydi.
Son anda Fred ile bir pozisyonu kaçıran Fenerbahçe, sonuçta; sakatlık ve cezalılar nedeniyle son haftaların formda golcüsü En Nesyri’nin ve stoper Djiku’nun olmamasına rağmen, üstelik maçın hemen başında sağlam kalan iki stoperinden birisi Çağlar’ı da kaybetmesine rağmen, Alanyaspor gibi sürpriz ve diri bir takımı kendi sahasında 2-0’lık net skorla geçerek, şampiyonluk yolunda önemli bir engeli de geride bırakmış oldu.