Fenerbahçe maça hızlı başladı, özellikle sol kanattan Maximin ile etkili ataklar geliştirdi.

Ancak 2 net gol pozisyonunu kolayca harcadı. Bu sırada Galatasaray kontra ataklarla Fenerbahçe yarı sahasına çıktı ve yavaş yavaş oyunu rakip alana yıkmaya başladı. Hiç beklenmedik bir anda, Torreira'nın ceza sahası dışından yaptığı vuruşla top önce direğe, ardından kaleci Livaković'in omzuna çarparak ağlarla buluştu. Bu gerçekten büyük bir talihsizlikti. 

Fenerbahçe beraberlik için yüklenirken, Galatasaray hızlı bir atakta Mertens'in golüyle skoru 2-0'a getirdi ve Kadıköy bir anda sessizliğe büründü. Orta sahada İsmail ve Szymanski performans olarak oldukça zayıf kaldılar. Dzeko, Davinson Sanchez tarafından ceza sahasına girmeden düşürüldü, ancak hakem Atilla Karaoğlan sarı kartla yetindi. Sanchez son adam değildi, yanında Abdülkerim vardı, bu nedenle kırmızı kart çıkmadı. İkinci yarıda İsmail’in yerine Amrabat oyuna girdi. Fenerbahçe'nin elinde İrfan Can gibi kreatif bir oyuncu varken, onun bu maçta daha erken oyuna girmesi gerekirdi ama o da geç dahil oldu.

I M G 2965

Fenerbahçe, ikinci yarıda rakip kaleyi sıkça yokladı, ancak Muslera’yı çok zorlayamadı. Herkes Fenerbahçe’den bir gol beklerken, Galatasaray üçüncü golü Saha ile buldu. Akabinde, tartışmalı bir pozisyonda verilen penaltıyla skor 3-1’e geldi. Hakem Atilla Karaoğlan bu penaltıyı acaba skor 0-1 veya 0-2 iken verir miydi? Açıkçası, sanmam. Mourinho daha sonra En Nesyri ve Cengiz’i oyuna aldı ve çift santrafora döndü. Fenerbahçe pozisyonlar bulsa da, Galatasaray da birkaç net fırsat yakaladı ve bunları değerlendiremedi.

Fenerbahçe, Galatasaray’dan daha fazla şut attı ve daha çok pozisyon buldu, ancak Galatasaray daha akıllı ve efektif oynadı. İlk golü Fenerbahçe bulsa maçın hikayesi değişebilirdi, fakat şans Galatasaray'dan yanaydı. 

Sonuç olarak, Fenerbahçe şampiyonluk yolundaki rakibi Galatasaray’a kendi sahasında 3-1 kaybetti. Hem puan hem de moral avantajını “şimdilik” kaybetti. Okan Buruk, Mourinho’ya karşı galip geldi. Ancak lig uzun bir maraton ve Beşiktaş da bu yarışta var. Sonuçta kazanan daima haklıdır. Tebrikler Galatasaray.