Benim kendime yolculuğum gibi seni sevmek. Hiç susmayan yalnızlığın delirtecek çığlığı gibi,
Sanki biri gelmiş de rızasız kalbinin mühürünü sökmüş, yanacağını bile bile zorla sürükleyerek götürmüş gibi.
İşte bundandır kalbimden kalbine göçmüşlüğüm.
Ebedi misafirliğim, sende oluşum, gidemeyişim bundandır.
Hele geldiğimde seni bulamamak, ahh o seni bulamamanın acısı…
Bağırmadan, içten içe yanan köz gibi,
Çalışırken ya da dost meclisinde olup da sadece bedeninin iştirak ettiği, hiç bir yerde olamamak.
İşte yanmak kimsenin göremediği, hissedemediği o derinde yanmak…