A Milli Futbol Takımı'mız Konya Büyük Şehir Belediye Stadyumu'nda konuk ettiği Letonya'yı, Yunus Akgün, Cenk Tosun (2) ve Kerem Aktürkoğlu'nun golleri ile 4-0 yenerek 2024'te Almanya'da düzenlenecek olan Avrupa Futbol Şampiyonası vizesini aldı.

Vicenzo Montella'nın göreve gelmesi ile adeta kimlik değiştiren millilerimiz, Hırvatistan maçının ardından Letonya maçında da hata yapmadı ve bileti kaptı.

Milli takımımızda Montella ile birlikte savunma hattı Abdülkerim ve Samet tandemine dönmesiyle birlikte büyük ivme kazandı. Kalede Uğurcan formsuz geçirdiği günleri geride bırakarak, daha fazla güven vermeye başladı. Kanat beklerde Ferdi Kadıoğlu ve Cenk Özkaçar ikilisi de net bir şekilde fark yarattı. Bu bölgelerde alternatifler de Zeki Çelik ve Mert Müldür. Ez cümle savunma hattı beton gibi oldu tabiri caizse.

Savunmanın önünde tüm dünyanın dikkatini çeken İsmail Yüksek ve Dortmundlu Salih Özcan da zıpkın gibi bir ikili oluşturarak o bölgeye monte oldular.

Bu maçta İrfan Can'ı dinlendiren Montella sol kanatta Yunus Akgün'e şans verdi. Yunus da attığı klas golle şansını oldukça iyi kullandı.

Sağ kanatta Kerem, her ne kadar iki maçtır formsuz gibi görünse de attığı golle kalitesini ispat etti. İleri uçta Barış Alper Yılmaz da Hırvatistan maçına oranla biraz daha tutuk bir görüntü içindeydi. Fakat Barış Alper'in de Avrupa Şampiyonası'nda milli takımımıza çok şey katacağı aşikar. Sonradan oyuna giren ve 2 gole imza atan Cenk Tosun ise net bir şekilde bu takımın as forvetinin kendisi olduğunu ispatladı.

HAKAN ÇALHANOĞLU SORUNSALI

Milli takımımızın bana göre en sıkıntılı noktası yine her zamanki gibi Hakan Çalhanoğlu'nun forma giydiği 10 numara pozisyonu. Hakan, ne yazık ki milli forma altında kendi kulüp takımlarında verdiği katkıyı veremiyor. Çalım atamıyor, ön alan baskısı yapamıyor, topla çok az buluşuyor, buluştuğunda doğru kişiyi bulamıyor, bulduğun da ise topu ona aktaramıyor. Savunma yönü zaten hiç yok onu saymıyorum bile. Nereden tutsanız elinizde kalıyor. Bu bölgeye Arda Güler'in geleceğini umut ederek, olumsuz bakış açımı biraz olsun hafifletiyorum.

İTALYAN TEKNİK ADAMLA YENİDEN KENDİMİZİ BULDUK

Vicenzo Montella'nın göreve gelmesiyle çok net bir şekilde takımın özgüvenin yerine geldiğini görebiliyoruz. Öte yandan izlenimlerim doğrultusunda, Türk halkının Stefan Kuntz'a olan güvensizliği milli takıma bakış açımızı zedelemişken, Montella'nın takımın başına geçmesiyle yeniden takıma olan saygı ve sevgi yerine gelmişe benziyor.

OYUN ANLAMINDA EKSİKLERİMİZ ÇOK

Tüm bu değerlendirmelerimizin ışığında, yine de milli takımımızın oyun anlamında kendini geliştirmesi gerektiği de bir gerçek. Kuntz'un enkazının kalkması kolay olmayacak. Montella'nın Avrupa Şampiyonası'na kadar eksikleri tespit etmesi ve saha içi oyun akışını daha etkili bir hale getirmesi şart. Özellikle bloklar arası kopukluğun giderilmesi anlamında, Hakan'ın yerine daha yaratıcı ve daha etkili bir 10 numaranın yani Arda'nın takıma monte edilmesi şart. Şahsi korkum İtalyan teknik adamın, kariyerini İtalya'nın en güçlü takımlarından İnter'de sürdürmesi sebebiyle Hakan'dan vazgeçmeme düşüncesinin zuhur etmesi. Umarım böyle bir hata yapmaz.

Vicenzo Montella, hepimizi yeniden sokaklara döktü. Heyecanımızı kalbimizin soğuk köşelerinden çıkarıp, Almanya'ya taşıdı. Bundan sonrası daha iyi olacaktır. Şimdi Galler maçına odaklanıp, grubu da lider tamamlamaya bakmak lazım. Tabi Galler maçı öncesinde de 2024'ün ev sahibi Almanya ile çok yerinde bir prova maçımız olacak. Zamanla daha etkili oynayacağımıza inancımız da sonsuz.

Ülke futbolunu 25 yıldır aşağılara çeken kirli yapılar, sözde kurt hocalar, korkak medya ve onun mensupları bu gece korkunç bir hayal kırıklığına uğradılar. Türkiye küllerinden doğdu ve Almanya vizesi aldı. Yazımı da İlker Yasin'in dillere pelesenk olan sözü ile bitirmek istiyorum; şimdi onlar düşünsün!