Doğum kontrol yöntemleri sadece bireysel tercihlerle sınırlı bir konu değildir; aynı zamanda sağlığınızı, yaşam tarzınızı ve kişisel hedeflerinizi de dikkate almanız gereken önemli bir karardır.

Hiç çocuk sahibi olmamış bir kadınla, çocuğu olan bir kadının seçeceği en ideal yöntem farklı olabilir. Hatta çocuk sayınız, yaşınız, sigara-alkol gibi alışkanlıklarınız, unutkan olup olmamanız, emzirme durumunuz, mevcut hastalıklarınız, kilonuz dahi ideal yöntemi belirlemekte etkilidir. Bu yazımda, çeşitli doğum kontrol yöntemlerini inceleyerek, size en uygun olanı belirlemenize yardımcı olmayı amaçlıyorum. Ancak şunu unutmamanız gerekiyor. Doğum kontrol yöntemlerinde seçim yaparken, asla kendi başınıza karar vermemeli, mutlaka hekiminize danışmalısınız. 

İşte en sık kullanılan doğum kontrol yöntemleri;

1- Doğum Kontrol Hapları: Günlük olarak alınan bu haplar, hormonlar aracılığıyla yumurtlamayı engeller. Gelişmiş toplumlarda en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Düzenli kullanımda oldukça etkili olmakla birlikte hekim önerisi olmadan kullanılmamalıdır. Hekiminiz yaş, sigara ve alkol kullanımı, geçirilmiş hastalıklarınızı sorgulayarak risk skalası oluşturur. Bazı kadınlarda bu yöntemin kullanımı adet düzeninin ve hormonal dengenin sağlanması, aşırı adet kanamalarının giderilmesi, cilt ve saç sağlığının iyileşmesi gibi ikincil kazançları da mevcutken; bazı kadınlarda hekim önerisi olmadan yanlış kullanılırsa ölümcül durumlara yol açabilecek kadar tehlikeli de olabilir.

2- Hormonlu RİA (Rahim İçi Araç): Rahim içine yerleştirilen ve hormon ihtiva eden spirallerin 3-5 yıllık koruyucu etkisi vardır. Özellikle rahim duvarında kalınlaşma, aşırı adet kanamaları, aşırı kansızlık, miyom, adenomiyozis gibi hastalıkları ve birden fazla çocuk sahibi olan kadınlarda iyi bir tercih olabilir. Ancak koruyuculuk oranı yüksek olmasına rağmen, adette kesilme, düzensizlik, şişkinlik, ağrı gibi şikayetler görülebilir.

3- Hormonsuz spiraller: Bu spiraller, bakır veya çinko gibi madenlerle kaplanmıştır ve üreme organlarına bir takım değişiklikler yaparak sperm hareketini engeller. Hormon salgılamazlar, bu nedenle hormonlu spirallerin yan etkileri olmayabilir. Hormonsuz spirallerin koruyuculuk oranı yüksektir ve 8-10 yıl gibi uzun süreli kullanım için uygundurlar. Ancak ağrı, enfeksiyon, düzensiz kanama gibi yan etkileri olabilir. Kayma durumunda koruyuculuğu düşer, dış gebelik riskini arttırabilir. Her kadın için uygun olmayabilir ve doktor tavsiyesi alınarak kullanılması önerilir.

4- Enjeksiyon: 3 ayda bir ya da aylık yapılan hormonalenjeksiyonlar, yumurtlamayı engelleyerek gebeliği güçlü bir biçimde önler. Uzun süreli kullanımda kemik yoğunluğu üzerinde olumsuz etkiler yapabilir. Bazı kadınlarda vücuttan atılımı gecikebilir bu nedenle yöntem bırakıldığında dahi gebelik isteği varken bile gebelik kalamayabilirsiniz. Bu yüzden doktorunuza danışmanız önemlidir.

5- PREZERVATİF: Hem erkek hem de kadın kondomları, fiziksel bir bariyer oluşturarak spermin yumurtaya ulaşmasını engeller. Ek olarak, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı da koruma sağlar. Ancak, doğru kullanılmadığında etkisi azalabilir. Nadiren alerjik reaksiyon oluşturarak ilişki sonrası kaşıntı ve yanmaya neden olabilir. Yine de hormon ihtiva etmemesi, yanı sıra cinsel yolla bulaşıcı hastalıklardan koruması nedeniyle doğru kullanım koşullarına uyulduğunda en ideal yöntemdir. 

6- CİLT ALTI İMPLANT: Gebelikten koruyucu etkisi çok yüksektir. Rahim içine değil genellikle koldan cilt altına uygulanan bir yöntemdir. Etkisi 3 yıl sürer. Rahim içine uygulanmadığı için, kayma, batma, ağrı gibi şikayetlere neden olmaz. Rahim içi araçların nadir komplikasyonları olan rahim duvarında yapışıklık, tüplerde tıkanma, yumurtalıkta apse ve enfeksiyonlara neden olmaz. Emzirme döneminde takılabilir. Ancak hormon ihtiva etmesi nedeniyle adet düzensizlikleri veya adetten kesilme, baş ağrısı gibi şikayetlere neden olabilir.

7- TÜPLERİN BAĞLANMASI-ALINMASI: Cerrahi bir yöntemdir. Bir daha hayatı boyunca gebelik düşünmeyen kadınlarda kapalı cerrahi teknikle yapılması iyi bir tercih olabilir. Geri açılması da mümkündür ancak ikinci bir operasyon gerekmesi ve gebelik şansının düşmesi nedeniyle iyi düşünülüp karar verilmelidir. Kesinlikle çocuk düşünmeyen, ileri yaş kadınlarda, kanser koruyucu cerrahi prosedürlerle yumurtalık kanser riskini de azaltabilir.

Tüm bu yöntemler hakkında kadınların bilgi sahibi olması gerektiğini düşünüyorum. En başta da belirttiğim gibi, en iyi yöntem daima hekim değerlendirmesi ile kadının istek, durum ve ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir.

Sağlık ve güzellikle kalın.

Op. Dr. Eda Adeviye ŞAHİN