Fenerbahçe, UEFA Konferans Ligi çeyrek final maçında, Yunanistan'da Olympiakos'a 3-2 yenilmesine rağmen yarı final için ciddi bir avantajı cebine koyup döndü.

Karaiskakis Stadyumu’nda oynanan maçta Fenerbahçe, klasik diziliminden farklı bir şekilde sahaya çıktı. Bana göre İsmail hocanın bu hamlesi, böylesine önem arz eden bir maçta oldukça yanlıştı. Zira Sarı Kanarya, normal onbirine döndüğünde oyunda ağırlığını koyarak, 3-0'dan 3-2'ye maçı getirerek avantajı elde etti.

ROTASYONDA HATALAR

Bu sezon takıma hiç katkısı bulunmayan Zajc'nin onbirde başlaması, takımın son yıllarda en iyi ismi olan Ferdi'nin yedek soyunması tartışmasız tüm futbol otoritelerince olumsuz karşılandı. Ayrıca İsmail Yüksek, Fred gibi orta sahanın bel kemiğini oluşturan oyuncularını da kenarda bekleten İsmail hoca, peşi sıra gelen goller sonrası alışılagelmiş dizilimindeki oyuncularını hemen sahaya sürerek krizin daha da büyümesini engelledi.

Bir parantez de sanırım Fenerbahçe'nin Hırvat kalecisi Livakovic'e açnak gerekir. Livakovic geldiği günden bu güne kadar kaleyi koruduğu tüm maçlara bakıldığında ne yazık ki vasatın altında bir performans sergiledi. Bu durum aslında futbolun ruhuna aykırı bir sonuç değil. Bir oyuncu elbetteki formsuz olabilir veya kimyası mevcut ülke iklimine ya da oyuncu grubuna uymamış olabilir. Bu noktada yapılması gereken yedek bekleyen ve bana göre şu an Türkiye'nin en iyi yerli kalecilerinden biri olan İrfancan Eğribayat'a şans vermektir. Sanırım bu ortamda kimse buna itiraz etmeyecektir. Hatta bu durum Livakovic'in formuna da olumlu etki yapacaktır diye düşünüyorum.

Fenerbahçe'nin klasik dizilime döndükten sonraki performansını referans aldığımızda, tur için daha şanslı olduğunu söylemek de mümkün. Özellikle Ferdi oyuna girdikten sonra bloklar arasındaki kopukluk giderildi, top üçüncü bölgeye daha fazla taşındı ve hücum dinamizmi arttı. Tadic daha fazla topla buluştu, doğal olarak ofansif güç yükseldi. Olympiakoslu oyuncu grubu da hem fizik olarak hem de mental olarak daha zorlandı.

AVANTAJ ELDE EDİLDİ

Çift ayaklı eleme sistemine göre oynanan bu tarz karşılaşmalarda özellikle ilk maçı deplasmanda oynuyorsanız, en kötü tek farkla maçı kaybetmek, kağıt üstünde favori olduğunuz bir eşleşmede olumlu sonuçlar doğurabilir. Keza ben yazımın başında da belirttiğimin gibi rövanş ve tur için 3-0'dan 3-2'ye gelen bu müsabaka sonrasında Fenerbahçe'nin avantajlı duruma geçtiğini düşünüyorum.

Kabus gibi başlayan gecede Fenerbahçe, ağırlığını koyarak rövanş için istediği skoru istediği skoru mağlup da olsa almayı başardı. Şimdi önümüzdeki hafta Kadıköy'de saha ve seyirci avantajını arkasına alarak sahaya çıkacak Fenerbahçe'nin son bölümdeki etkili futbolunu sürdürüp, daha minör hatalar yaparak turu geçmesini bekleyeceğiz.

TFF, FENERBAHÇE'YE AYAK BAĞI OLMUŞTUR!

Türkiye'ye Avrupa'dan gelecek bu kupanın hem ülke puanı açısından hem de Türk futbolunun gelişimi açısından çok önemli olduğunu da düşünürek her türlü desteği Fenerbahçe'ye vermesini beklediğimiz TFF'nin süreç içersinde Fenerbahçe'yi ne kadar yıprattığını düşününce de alınan skorun ayrıca öneli olduğunu belirtmek isterim. 

Fenerbahçe camiasının yalnızlaştırıldığı bu iklimde, küllerinden doğmuşçasına Avrupa Zaferine doğru koşmasını çok önemsiyor, önümüzdeki rövanş maçı için yürekten başarılar diliyorum.