Türkiye’de organ naklinin çok az olduğunu ve bu oranın artması gerektiğini belirten Doç. Dr. Karadağ, "Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de 4 bin 119 hasta kornea bağışı bekliyor. Organ Bağışı Haftası’nda hekimlere ve gazetecilere organ bağışını duyurma konusunda büyük bir iş düşüyor. Farkındalık yaratmak büyük önem taşıyor. Özellikle kornea, kalp, karaciğer, böbrek bizim için çok kıymetli. Birçok hasta nakil bekliyor. Bir insan 8 hastaya yetecek kadar doku ve organ bağışlayabiliyor. Bu da bizim için büyük bir önem taşıyor Türkiye’de kornea bağışı bekleyen çok sayıda insan var. Kadavradan bağış bu yüzden bizler için çok gerekli. Bu nedenlerle organ ve doku nakli bizim için vazgeçilmez” dedi.
Türkiye’de her yıl 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, 2023 Kasım ayı itibarıyla, böbrek nakli bekleyen hasta sayısı 24 bin 449, karaciğer nakli bekleyen hasta sayısı 2 bin 600, kalp nakli bekleyen hasta sayısı bin 422, akciğer nakli bekleyen hasta sayısı 204, pankreas nakli bekleyen hasta sayısı 277 ve kornea nakli bekleyen hasta sayısı 4 bin 119'dur.”
Organ Bağışı Haftası kapsamında organ nakli önemine değinen, Ataköy Dünyagöz Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç Dr. Ayşe Sevgi Karadağ, “Organ nakli işlevini yitirmiş olan organın herhangi bir sağlıklı vericiden veya kadavradan alınmasıdır. Organ nakli özellikle işlevini yitirmiş dokularda çok büyük önem arz ediyor. Ülkemizde organ nakli için yeterli merkez ve doktor mevcut. Organların işlevini yitirmesi, hastaları hem engelli durumuna getirmiş oluyor hem de hastaları hayattan koparıyor. Medikal tedaviler ile iyileştiremediğimiz hastaların yaşam kalitelerini organ ve doku nakli ile sağlayabiliyoruz. Hastaların yeni bir yaşam sürme şansları oluşuyor. Aynı zamanda hastalar medikal tedaviden de kurtulmuş oluyor. Bu nedenler ile organ bağışı oldukça önemli. Yıllardır kornea nakli yapıyorum. Hastalar, korneaları işlev görmediğinde retinaları ve gözün diğer kısımları sağlam dahi olsa, günlük yaşamlarını sürdüremiyorlar. Mutlaka birilerinin yardımına ihtiyaç duyuyorlar. Özellikle yaşlı hastalarda, demans, Alzheimer gibi hastalıkların olduğu durumlarda bu durum daha çok görülüyor. Bu hastalarımıza nakil yapıldığında hem daha iyi bir hayat sürüyorlar hem de engelsiz oluyorlar. Ayrıca kendi hayatlarını idare edebilir duruma geliyorlar. Bu açıdan bağış bizim için büyük önem taşıyor” dedi.
‘BAĞIŞ SAYISI NE KADAR ÇOK OLURSA KORNEA NAKLİ İÇİN O KADAR ÇOK UMUT OLUYOR’
Bağış sayısı ne kadar fazla olursa kornea nakli için o kadar çok umut olacağını belirten Doç Dr. Karadağ, “Yıllardır korneasında veya görmesinde sorun olduğunu gördüğümüz hastalarda, nakil ile tamamen sağlıklı bir görme elde edebiliyoruz. Hem tam kat nakil hem de kısmi nakiller var. Artık kornea naklinde doku uyumu da gerekmiyor. Herhangi bir ırktan, cinsiyetten bir kan veya doku uyumu olmaksızın, organ nakli her hastaya görme umudu oluyor. Görmek insan için en önemli şartlardan birisi. Görerek okuyoruz, görerek hareket ediyoruz, görerek çalışıyoruz. Bu nedenlerle çok önemli bir organ. Türkiye’de kornea kornea hastalıkları yoğun şekilde görülüyor. En çok nakil yaptığımız hastalar genç grubu. Korneada incelme ve dikleşme olan bir grup var. Tamamen sağlıklı bireyler fakat tek problemleri iyi görememeleri. Bu hastalar kimseye bağımlı olmadan hayatlarını sürdürebilecek duruma geliyorlar. Türkiye’de kornea bağışı bekleyen çok sayıda insan var. Kadavradan bağış bu yüzden bizler için çok gerekli. Bu nedenlerle organ ve doku nakli bizim için vazgeçilmez” diye konuştu.
‘HER ORGAN VE DOKU NAKLİ BİR HASTA İÇİN YAŞAM VE UMUT OLUYOR’
Her organ ve doku naklinin diğer bir hasta için yaşam ve umut olduğunu vurgulayan Doç Dr. Karadağ, “Organ nakli hastaların hayatlarını iyi bir şekilde sürdürebilmesi için çok büyük bir imkan sağlıyor. Organ bağışları, hayati öneme sahip. Göz ve kornea nakli hayati bir öneme sahip olmasa da hastanın bağımsız bir hayat yaşayabilmesi için büyük bir önem taşıyan nakillerden. Bu nedenle 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası’nı iyi değerlendirmeliyiz. Tüm vatandaşlarımızın organ naklinin ne kadar önemli olduğunu düşünmelerini, o insanlar için umut olabileceklerini bilmelerini istiyorum. Kornea bağışlarında gözün bütünlüğünü asla bozmuyoruz. Öldükten sonra hastaların gözünün bütünlüğüne, yapısına dokunmadan gözün önündeki cam tabakayı yani korneayı alıyoruz. Bazı kişiler tüm gözün alındığını düşünerek, bağış yapmaktan korkuyor. Fakat yapısını hiç bozmuyoruz. Korkacaklar hiçbir şey yok. Bağış yapabilirler. Özellikle kornea naklinin önemini belirtmek istiyorum. Birçok kornea bekleyen hastamız var bu nedenle bağış çok önemli” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’DE ORGAN NAKLİ KONUSUNDA ÇOK GERİDEYİZ’
Türkiye’de organ naklinin yeterli seviyede olmadığını bildiren Doç Dr. Karadağ, “Türkiye’de organ nakli konusunda çok gerideyiz. Organ Bağışı Haftası’nda hekimlere ve habercilere organ bağışını duyurma konusunda büyük bir iş düşüyor. Organ bağışını ne kadar iyi anlatırsak o kadar çok bağış kazanabiliriz. Bu sayede birçok hayata dokunabiliriz. Farkındalık yaratmak büyük önem taşıyor. Bize düşen bu haftayı iyi değerlendirip, hem doku hem organ bağışına hastaları teşvik etmek. Türkiye’de canlı bağış çok fazla. İnsanlar ailelerine ve yakınlarına organ bağışlıyor ama kadavra bağışları olabildiğince düşük. Kadavra bağışını artırmak bizim için çok önemli. Her organ bağışı yapan hastanın organları ne yazık ki kullanılamıyor. Bağış için belli kriterler var. Hastanın beyin ölümünün gerçekleşmesi, yoğun bakımda ölmesi gibi kriterler gerekiyor. Sizler bağış yapın, belki de kullanılabilir. Organ bağışı yapıldığında vazgeçilme gibi bir opsiyonda mevcut. Bağışlayan kişilerin vazgeçmesini tabii ki istemeyiz ama bunun bilinmesi de teşvik için önem taşıyor. Özellikle kornea, kalp, karaciğer, böbrek bizim için çok kıymetli. Birçok hasta nakil bekliyor. Bir insan 8 hastaya yetecek kadar doku ve organ bağışlayabiliyor. Bu da bizim için büyük bir önem taşıyor” dedi.