Tarihte bugün, Müslümanların Doğu Roma İmparatorluğu ordusuyla yaptıkları ilk deniz savaşı olan Zâtu's Savârî'nin yıldönümü olup Hz.Osman (r.a)'ın hilafetinin ilk yılında gerçekleşen bu deniz savaşı hususunda sizlere bilgiler arzetmeye çalışacağız.
Gemi direklerinin çokluğundan dolayı “Zâtü’s-savârî” (savârî: gemi direkleri) adını alan savaş Arapça kaynaklarda Gazvetü’s-savârî olarak da kaydedilir.
Hz.Osman (r.a) döneminde Suriye Valisi Hz.Muâviye b. Ebû Süfyân (r.a) ve Mısır Valisi ve İfrikiye valisi sahâbî komutan Abdullah b.Sa‘d b. Ebû Serh (r.a,) sahil şehirlerini ve ele geçirilen toprakları korumak, Bizanslılar’ın Akdeniz’deki gücünü kırmak amacıyla deniz seferlerine çıkmak için güçlü bir donanma inşa ettiler.
Hz.Ömer (r.a) devrinde 649 yılında Kıbrıs’a başarılı bir sefer düzenlendi. Müslümanların Doğu Akdeniz’deki Bizans üslerine karşı yaptığı seferler ve Akdeniz’in doğu sahillerinde giderek güçlenmesi Bizans İmparatorluğu’nu endişelendiriyordu.
Zâtü"s Savarî muharebesinin hemen öncesinde Hz.Muâviye (r.a)'ın İstanbul üzerine sefere hazırlanmakta olduğunu gören Trablusşamlı hıristiyan iki kardeş kendilerine katılanlarla beraber şehirde birçok kişiyi öldürüp buradaki filoyu yaktıktan sonra Bizans’a sığınmıştı.
Bu süreçte Bizanslılar, Doğu Akdeniz’de müslüman Araplar’ın eline geçen yerleri tekrar kazanmak ve bölgede yeniden üstünlük kurmak amacıyla büyük hazırlıklara giriştiler
Hz.Muâviye (r.a) güçlü bir filo oluşturmak için Mısır Valisi Abdullah b. Sa‘d b.Ebû Serh (r.a) ile iş birliği yaptı. Kısa zamanda İskenderiye tersanesinde çok sayıda savaş gemisi inşa eden Abdullah b. Sa‘d, (r.a) 200 gemiden meydana gelen Suriye ve Mısır filoları ile Akkâ’dan kuzeybatı yönünde açıldı.
Donanmanın ikinci kumandanı Hz.Muâviye (r.a)'ın temsilcisi sahâbî kumandan Büsr b. Ebû Ertât (r.a) idi. Müslüman filosu Güney Anadolu’daki Likya bölgesinde yer alan Phoenix (günümüzde Finike ve Antalya) açıklarında 500 gemiden oluşan Bizans filosu ile karşılaştı. Bazı İslâm kaynaklarında savaşın İskenderiye açıklarında cereyan ettiği de zikredilmektedir.
Müslümanların teklifi üzerine o gece herhangi bir saldırı düzenlenmedi. Savaş başlamadan Abdullah b. Sa‘d (r.a) gemileri savaş düzenine soktu ve yaptığı konuşma ile askerlerini cesaretlendirdi. Bizans donanmasını bizzat İmparator II.Konstans sevk ve idare ediyordu. Savaş henüz şafak sökmeden başladı.
Müslümanlar yakın mesafeden çarpışmayı tercih ederken Bizanslılar belli bir uzaklıktan savaşmak istediler. Önce oklar, mızraklar atıldı ve Bizans gemilerinin safları yarılana kadar karşılıklı olarak taşlar fırlatıldı. Bu sırada müslümanlar düşman gemilerinin teçhizatını imha etmek ve yelkenlerini kesmek için uzun kancalar kullandılar ve kendi gemileriyle Bizans gemilerini halat ve zincirlerle birbirine bağlayıp göğüs göğüse bir çarpışmaya giriştiler.
Savaş öğleye doğru sona erdiğinde kaynakların bildirdiğine göre deniz dökülen kanlarla kızıla boyanmış ve gemilerin yıkılan direkleri her yeri kaplamıştı. Bu savaşta Ebü’l-Ferec İbnü’l-İbrî’nin kaydına göre Bizanslılar’dan 20.000 asker ölmüş müslümanlar da çok zayiat vermişti.
Müslümanların kesin zaferiyle neticelenen savaşta İmparator II.Konstans, askerlerinden birinin imparator kılığına girmesi ve kendisinin onun kıyafetlerini giyip başka bir gemiye binerek kaçmasıyla esir düşmekten kurtuldu ve İstanbul’a gitti. Savaşın ardından Bizans’ın Doğu Akdeniz’deki hâkimiyeti sona ermiştir.
Selam ve duâ ile...
Av. Mustafa TAŞBAŞI
Araştırmacı Yazar