Düzce Üniversitesi'nde yapılan buluşmaya Vali Selçuk Aslan, Belediye Başkanı Faruk Özlü ve temsilciler katıldı. STK temsilcileriyle düzenlenen toplantıda konuşan Kurtulmuş, "Bizim siyasi hayatımız boyunca önem verdiğimiz meselelerden birisi sivil toplumun görüşü, ne düşündüğünü, bulundukları şehre ve ülkeye ilişkini hedeflerinin, kanaatlerinin ne olduğunu yerinde dinlemektir. Siyaset, sadece siyasi partilerle yapılan bir faaliyet değil, aynı zamanda sivil toplum başta olmak üzere toplumun çeşitli kanaatlerinin de bir arada görüşülebildiği, farklı görüşlerin mütalaa edilebildiği, bu farklı fikirlerin münazarası sonucunda da o şehirle, o bölgeyle ilgili önemli kanaatlerin kesinleştiği bir ortamda gerçekleşir. Biz başından itibaren, her zaman sivil toplumun oldukça güçlü olmasını, toplumun sesinin çok çıkmasını, fikirlerini açık bir şekilde ortaya koymasını, hatta STK’lar arasındaki rekabetin de o şehrin ve ülkenin gelişmesi açısından büyük katkı sağlayacağına inanırız. Bu vesile ile gittiğimiz her yerde STK temsilcileri ile bir araya gelmek, sizi dinlemek, sizlerin görüşlerinize, tekliflerinize şahit olmak bizim için önem arz etmektedir” dedi.

‘FEVKALADE HIZLI DEĞİŞİMLERİN YAŞANDIĞI BİR DÖNEMDEYİZ’

Ülke olarak önemli bir zaman diliminden geçildiğini belirten Kurtulmuş, “Bizim Cumhuriyet’in ikinci asrına girmiş olmamız, yani Türkiye Yüzyılı olarak önümüze koyduğumuz daha büyük hedeflerin, daha güçlü Türkiye’nin oluşması için her birimizin üzerine büyük sorumluluklar düşüyor. Bunları hayata geçirmenin ötesinde, aynı zamanda hem bölgemizde hem dünyada yeni bir dönemin başladığı, fevkalade hızlı değişimlerin yaşandığı bir dönemdeyiz. Onun için imkanlarımızı, fırsatlarımızı elimizde ne var ne yok bütün bunları ortaya koymak, ülke olarak da bu imkan ve fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak mecburiyetindeyiz. Bunu yaparken de eş zamanlı olarak üzerimize düşen en büyük sorumluluk ülkemizi her türlü tehlike ve riskten, arındırmaya ve uzaklaştırmaya gayret etmektir” diye konuştu.

‘BİZİM ARZU ETMEDİĞİMİZ ŞEY YIKICI OLMAKTIR’

STK’lara birlik ve beraberlik çağrısında bulunan TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Bütün bunları yapabilmenin birinci şartı, birlik ve beraberlik içinde olmaktır. İnsanların fikirleri farklı olur, STK’ların uğraş alanları farklı olur ama biz aynı ortak hedef, aynı ortak istikamet içerisinde yürüyen unsurlar olmak zorundayız. Fikirlerimizin farkı olması, bizim zayıfladığımız anlamına gelmez. Biliyorsunuz hakikatin kıvılcımları, fikirlerin çarpışmasından ortaya çıkar. Fikirlerin çarpışmasından, projelerin, Türkiye’ye ve bölgeye ilişkin kanaatlerin dile getirilmesinden memnun oluruz. Bizim arzu etmediğimiz şey yıkıcı olmaktır. Yani ‘Fikir söylüyorum, doğruları dile getiriyorum’ derken yıkıcı olmamak. Karşı taraftakini yok saymamak, ötekileştirmemek ve kimse karşıda gördüğümüz, onu sadece fikirlerimizin rekabet içinde olduğu insanlar olarak görmeliyiz. Bu anlamda sivil toplumun herkesin farklı alanlarda çalışacak, sivil toplumda farklı toplumsal alanda çalışan grupların iş birliği içinde hareket etmesi, valimizle, belediye başkanımızla, milletvekillerimizle, üniversitemizle toplumun farklı kesimleriyle işbirliği içerisinde hareket etmesi ise bizleri sadece sevindirir. Bu işbirliğinden Düzce’ye ve memlekete hayır geleceğine inandığımız için bundan memnun oluruz” dedi.

Ulaştırma Bakanı Uraloğlu: 1 Aralık'ta başlayacak kış lastiği uygulaması 4 ay devam edecek Ulaştırma Bakanı Uraloğlu: 1 Aralık'ta başlayacak kış lastiği uygulaması 4 ay devam edecek

Kurtulmuş, “Ayrıca tecrübemiz gösteriyor ki, bir ilde STK ve ili yönetenler, hep beraber, herkes aynı hedefe yönelirse inanın ki sonuç mutlaka alınır. Bir şehirde ortak konularda hedefler birleştirilmişse bundan sonuç alınır ama birisi başka bir şey, öteki başka bir şey söylerse, ülkeyi yönetenler de yönetim makamında olanlar da çok ciddiye almazlar, farklı istikametlere çekilen yerlerde maalesef sonuç alınmaz. Düzce’deki STK’lardan beklentimiz, şehri ilgilendiren müşterek hedeflerde de ortak görüşlerinizi oluşturabilmek ve bunu siyasete, karar vericilere, şehri yönetenlerin önüne koyabilmeniz” ifadelerini kullandı.

‘BÖYLE BİR DÜNYADA GÜÇLÜ OLMAKTAN BAŞKA ÇAREMİZ YOKTUR’

Bölgede yaşananlara da dikkat çeken Kurtulmuş, “Bu coğrafyada maalesef, sözünüz güçlü değilse ayakta duramazsınız. Söylediğiniz sözün arkasında bir güç yoksa onun da bir kıymeti yoktur. Hele hele Netanyahu ve çetesinin, dünyayı artık kural bazlı bir dünya olmaktan çıkardığı, dünyanın tamamen kuralsız bir hale getirildiği, kim güçlüyse onun sözünün güçlü olduğu, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, bütün kurum ve kuruluşların çöktüğü şu ortamda, orman kanunlarının geçerli olduğu böyle bir dünyada güçlü olmaktan başka çaremiz yoktur. Sadece askeri güçten bahsetmiyorum. Ekonomik, kültürel, sanayideki gücünüzü, üretim kapasitenizi, toplumsal gücünüzü, dayanışmanızı maksimum seviyeye çıkarmadıysanız, bu orman kanunlarının geçerli olduğu günümüz dünyasında ayakta duramazsınız. Bunun için hep beraber, güçlü bir şekilde milli menfaatlerimizin çerçevesinde, birlik ve beraberlik içerisinde yolumuza devam edeceğiz. Biri başka, birisi başka istikamete atmayacak. Herkes ne yapıyorsa, yaptığının en iyisini yapmaya gayret edecek. Herkes ne yapıyorsa sadece ben, sadece kendi çevrem, sadece kendi yakınlarım, sadece benimle birlikte olanlar değil, bütün milletin hayrına olacak bir şekilde işlerini gözden geçirecek. Eğer böyle yaparsak, bu coğrafyada güçlü bir şekilde yolumuza devam ederiz. Büyük ve güçlü Türkiye hedefini gerçekleştiririz. Önümüzdeki asrın Türkiye’nin yüzyılı olmasını, hayal, hedef olmaktan çıkarır, çocuklarımız ve torunlarımız için gerçekleşen bir çaba haline getiririz. Güçlü Türkiye hedefinin olmazsa olmazı, her bir şehrin güçlü olmasıdır. Bir şehrimiz çok güçlü ama bazı şehirlerimiz onlara ayak uyduramıyorsa ‘Topyekun kalkınma’ dediğimiz, ‘Topyekun Anadolu topraklarının, Türkiye topraklarının gelişmesi’ dediğimiz şey gerçekleşmiş olmaz. Biz sadece 81 ilimizden ve 85 milyon insanımızdan sorumlu değiliz” ifadelerine yer verdi.

‘ADAMLARIN FİLİSTİNLİ FİLAN DİYE BİR DERDİ YOK’

TBMM Başkanı Kurtulmuş sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu kadar çok insanın hayattan koparıldığı, 41 bin, 42 bin insanın hayattan koparıldığı, insanlık o kadar aciz hale getirilmiştir ki ne yazık ki kaç kişinin şehit olduğunun rakamları bile sağlıklı bir şekilde tutulamamıştır. Hala yıkıntıların altında insanların olduğu endişesi söz konusudur. Milyonlarca insan yerinden edilmiştir. Birçok şehir vurulmuştur. Böylesine kanunsuz, böylesine kural tanımaz şekilde devam edenlere dünyada ne yazık ki arkasında bazı kişiler olduğu için, başta Amerika. Bir şey yapılamıyor gibi görünüyor ama sizi temin ederim ki bu caniler, bu soykırımcılar yaptıklarının hesabını bütün uluslararası mahkemelerde verecekler ve bu cezasız kalmayacak, yaptıklarının hesabını ödeyeceklerdir. Bu karşımızdaki canavar bir ölüm mekanizmasıdır. Buna karşı uyanık olmak zorundayız. Çok net söylüyorum adamların Filistinli filan diye bir derdi yok. Araptır, Acemdir, Sunnidir, Şiidir, Türktür, Kürttür gibi bir derdi yok. Bütün bölge halklarını kendi kontrolüne almak istiyorlar. Bir ateş çukuru açmış ve o ateş çukurunun içerisine bütün ülkeleri, halkları atmak istiyorlar ama görmüyor ki o çukura düşecek olan kendisidir.” (DHA)

Editör: Güldeniz Dündar