Bugün arkadaş ilişkilerine yeni bir yorum getireceğim. Hep dost kazığı, iyi gün dostu filan diyoruz. Biraz da kötü günümüzde tüm kalbi bizimle çarpan, zor zamanlarımızda yanımızda olan, bizimle birlikte ağlayan, bu arkadaşlar var ya bu arkadaşlar... Onlardan konuşalım.
Tüm yaşanan kaosun bitip acılara son verildiğinde, başarmaya başlayarak iyi bir noktaya geldiğimizde; sosyal statümüz, maddi ve manevi imkanlarımız pozitif anlamda değiştiğinde; yani tüm yaralarımızdan sonra şans kapımızı çaldığında ne oluyor biliyor musunuz?
Her ne kadar kendilerine bile itiraf edemeseler de bundan rahatsız oluyorlar. Bunu görmeye, zor zamanlarında üzüldüğü kişinin iyi bir özgüvenle parlayarak başarıya, refah ve mutluluğa ulaşmasına dayanamıyorlar.
Hatta bazen gıcık oluyorlar diyebilirim. Sırf bu konuların sohbetine bile tahammül edemediği için çeşitli bahanelerle uzak kalıp arkadaşlığı sıradanlaştırıyor; adet yerini bulsun diye çok basit görüşmeler talep ediyorlar ama ilişkiyi tamamen bitirmek istemiyorlar çünkü habersiz kalınca merak ediyorlar. Tüm bunların yanı sıra güzel ve iletişimi etkili biriysen, seninle sadece teke tek görüşmek isterler. Bazı arkadaşlar işte böyledir.
Her anlarını kendi acım, kendi mutluluğum gibi yaşadığım, iyi günde de kötü günde de en güçlü versiyonumla yanında olmaya çalıştığım bu dostlarıma nankör mü diyeyim, kötü kalpli mi? Belki de ikimiz de suçsuzuz frekansımız değişiyor derim.
Uzun lafın kısası bu hayatta kendini çok çabalamana rağmen diğerlerinden geride ya da hak etmediğin bir noktada görüyorsan, göğsünü aç da kalbine bak. Allah herkesin gönlüne göre verir vesselam...