Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile görüştü Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile görüştü

İYİ Partili Buğra Kavuncu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin son günlerde yoğun bir gündeme sahip olduğunu söyledi. Kavuncu, erken seçim ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tekrar seçilmesi konusuyla ilgili yoğun tartışmalar yaşandığını belirterek, "Anayasada, 'Erken seçim ancak Meclis veya cumhurbaşkanının karar vermesiyle olur' deniyor. Erken seçim için 360 milletvekilinin oyu gerekiyor ve tam da bu nokta, iktidarın bu rakamı yakalayabilmek için muhalefeti tanzim etmeye çalıştığını, bu yönde adımlar attığını görüyoruz. Erken seçim ancak erken seçimi gerektiren hallerde yapılır. Bunun tanımı da çok net olarak yapılmış; ya ülke bir krizdedir, ekonomik olarak bunalım vardır ya da iktidar ülkeyi yönetemeyecek hale gelmiştir. Bu durum şu anda oluştuysa eğer Cumhurbaşkanı hemen erken seçim kararı alsın. TBMM'den bu kararın çıkmasını beklemek ya da bunun için anayasada bir değişiklik yapmaya kalkmak adeta milletle alay etmektir. Erken seçim kararının sebebi, Cumhurbaşkanına 3'üncü defa aday olabilmenin yolunu açmak olmaz. Böyle bir oyun, böyle bir anlayış olmaz. Erken seçim kararının alınmasının tek sebebi olur, o da artık ülkenin yönetilemeyecek hale gelmesidir. Böyle bir durum varsa vatanını, milletini seven devlet yetkilisinin, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere acilen bir erken seçim kararı alması gerekir. Meclis üzerinden bu kararın alınmasını beklemek; derdin erken seçim değil, mevzuatta bir değişiklik yapılamadığı için Cumhurbaşkanının tekrar aday olmasının önünü açma niyeti olduğunu gösterir" dedi.

'TÜRK DEVLETİNE VE MİLLETİNE EL UZATMAKTIR'

Kavuncu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, 'Teröristbaşı, terörün bittiğini, PKK'nın lağvedildiğini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduğunu söyleyecekse, haydi DEM grubuna gelsin, 'umut hakkı'ndan da istifade etsin' sözleriyle ilgili de "Bir hukuk devletinde, on binlerce insanın katilini, müebbet hapse mahkum edilmiş birisini, konuşması için Meclis'e davet edilmesi akıl alır bir yaklaşım değildir. Gerekçe ne olursa olsun. Bırakın Meclis'e getirilmesini hapisten dahi çıkması mümkün değildir. 'Umut hakkı' deniyor; on binlerce insanın, sivillerin, asker ve polislerin katledilmesinin talimatını veren, organize eden terör başından bahsediyoruz. Umut hakkının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki şekliyle, bizim konuştuğumuz konu birbirinden tamamen farklıdır. Hukuk devletinde, devlete isyan etmiş, teröre başvurmuş kişiler asla övülmez ve bunların propagandası yapılmaz. Siz terör başını Meclis'te konuşturmak gibi bir konuyu gündeme getirirseniz, birileri de kalkar, 'Seyit Rızalar, Şeyh Saitler ne yaptıysa, biz de onu yapacağız' der. Geçmişte devlete isyan etmiş bütün bu karakterleri adeta yüceltir ve propagandasını yapar. Bu yaklaşım, insanların zihinlerindeki kırmızı çizgileri sarsmak ve Cumhuriyetin temellerini tahrip etmekten başka hiçbir işe yaramaz. Bu Türk devletine ve milletine el uzatmaktır" diye konuştu. (DHA)

Kaynak: dha