Hristiyan inancına göre Hz. İsa'nın Yahudiler tarafından çarmıha gerilmesi ile başlayan Yahudi karşıtlığı, Yahudileri İslam dininin hızlıca yayılmasıyla beraber güçlenen ve genişleyen Arap Devletlerinin ve Roma İmparatorluğu'nun baskısıyla dünyanın her tarafına göç etmek zorunda bırakmıştır. Yahudiler artık bir devlet olmaktan öte, birçok devletin himayesinde Batı Avrupa'da Kafkasya’da ve dünyanın birçok bölgesine göç ederek hayatta kalma mücadelesi vermişlerdir. Hayatta kalma mücadelesi, Yahudilerin bir arada nasıl güçlü ve zengin bir şekilde yaşayabilmenin kurallarını geliştirmiş, esnaf ve sanatçı olmanın, girişimci olmanın, bilim adamı olmanın, banker ve iş adamı olmanın güzel örneklerini vermişlerdir.
Sultan İkinci Beyazıt tarafından İspanya’dan ölümden kurtarılan binlerce Yahudi Göçmen’in İslam Coğrafyasına getirilmesi tarihsel bir gerçektir. 19 yüzyılın başlarında özellikle Avrupa'da kurulan fabrikaların, kurulan şirketlerin büyük bir kısmının Yahudi kökenli olduğunu silah ticaretinde, bankacılıkta çok ileri seviyede Yahudilerin diğer toplumlara göre oldukça zenginleştiklerini görmekteyiz.
Özellikle Yahudi ailelerin Tevrat’tan gelen dinsel bağlılık ve kendi aralarındaki oluşturdukları güçlü beraberlik ve sahip oldukları sosyolojik alışkanlıklar. özellikle Avrupa'da yaşayan fakir halklar tarafından dışlanmalarına sebebiyet vermiş ve sonunda da milyonlarca Yahudi’nin soykırımının yapılmasıyla sonuçlanmıştır...
Vatansız ve topraksız olarak dünyanın her tarafında yaşayan Yahudilere mazlum ve masum insanlara kucak açan Osmanlı Devleti, bu insanlara ev ve yurt vermekle kalmamış iş, güç ve makam vermiş olup hatta bir çok imtiyaz vererek rahat yaşamalarını sağlamıştır.
Nazi Almanya’sının Almanya ve işgal edilen topraklarda soykırım yaptığı Yahudilere destek vermemenin mahcubiyetini yaşayan İngiltere ve ABD, Osmanlı’dan ilhak ettiği toprakları bu insanlara vermekte tereddüt etmedi. Zulme uğrayan Yahudilere kucak açan Filistinliler, bunun karşılığını zorla, vahşetle ve barbarlıkla topraklarını Yahudi göçmenlere terk ederek fazlasıyla aldılar..
Hitler Almanya’sında katliamın, zorbalığın ve vahşetin her türlü yöntemine uğrayan Yahudilerden olan İsrail Devletini yönetenler, tarihten ve insanlıktan hiç ders almamış bir şekilde Filistin Halkına Dünyada Cehennemi yaşatmaktadır. Dünyaya hakim emperyalist güçlere yılda 300 milyar dolar bağış yapan zengin Yahudi şirketler insanlığı teslim almış görünmektedir..
İsrail Devletinin bu denli Gazze’deki çılgın ve tarif edilemez yıkımı yapılmasına ses çıkarmayan ve diyet borcunu ödeyen başta ABD ve İngiltere İsrail’e destek vermekte olup, Arap Birliğinin Batıya mahkumiyetinden dolayı hiç bir varlık göstermemesi vicdanları sızlatmaktadır.
Her türlü yaşam hakkını yok satan İsrail Devleti hiç bir Evrensel hukuku ve Birleşmiş Milletler kararlarını tanımamakla insanlığa adeta sahip olduğu silahların tüm insanlık değerlerini yok edeceğini haykırmakladır.
Oysa Uygar toplumların ve özellikle insanlıktan nasibini almış İsrail Halkı ve her çeşit kurum, kuruluş, birlik, tüm devletlerin hiç bir menfaati gözetmeksizin yapacağı siyasi baskı, ambargo ve gösteri, uluslararası hukuk ve insan hakları ve Evrensel Beyannamesini gerektirdiği her şey, bu zulmün, trajedinin ve işgalin son bulmasını sağlayacaktır. Sonuç olarak İsrail Devletini İnsanlık değerleri durduracaktır.