Fenerbahçe rakibine göre bir adım daha iyi oynadığı maçta 0-0'a razı oldu

Mourinho, 3’lü defansta bir sürpriz yaparak Amrabat yerine Çağlar’ı tercih etti.

Abone Ol

Skriniar-Çağlar-Yusuf üçlüsüyle savunmayı oluştururken, hemen önlerinde Szymanski ve Fred 6 ve 8 numara olarak yer aldı. Kostic ve Oğuz sağ ve sol kanatta, Tadic 10 numarada oynadı. Dzeko ve En Nesyri ise çift santrfor olarak sahadaydı.

Fenerbahçe, maça ilk 5 dakikada atak başladı. Hatta En Nesyri ile net bir pozisyon da kaçırdı.

Sonraki 10 dakika boyunca Galatasaray orta sahada toparlandı, ancak topa hakimiyeti daha çok kaleci İrfan Can’ın paslarıyla sağladı.

İlk yarım saatte Fenerbahçe daha ne yaptığını bilen, daha karakter koyan takımdı. İlk 30 dakikada Galatasaray 1 şut çekerken, Fenerbahçe 4 şut attı. Galatasaray henüz kaleyi bulamadı.

Bu arada, Fenerbahçe’nin Oğuz ile bulduğu gol, hakem tarafından Muslera’ya faul yapıldığı gerekçesiyle iptal edildi. Bana pek faul gibi gelmedi, zira Muslera’ya müdahale top çıktıktan sonra yapıldı. Gerçi o pozisyon sonrasında Muslera yerde kaldı ve kalkamadı.

İlk yarıda Fenerbahçe’nin şut istatistiği 4/0, Galatasaray’ın ise 2/0 idi. Her iki takım da korner kullanmadı.

İlk yarının en net iki pozisyonu, Fenerbahçe’den En Nesyri’nin kaçırdığı ve Oğuz Aydın’ın sayılmayan golüydü.

İkinci yarıya Galatasaray daha atak başladı, ancak ilk 10 dakika sonunda Fenerbahçe dengeyi kurdu ve Fred ile bir pozisyon yakaladı. Ancak top auta gitti.

61. dakikada Mourinho, Djiku ve Amrabat’ı oyuna aldı. Bunun, Çağlar’ın sarı kartı olmasından da kaynaklandığını düşünüyorum. Ancak Szymanski’yi çıkarıp Amrabat’ı almasını pek anlayamadım.

62. dakikada Oğuz Aydın’ın kavisli şutunu Muslera son anda çıkardı. Bu, maçın ilk korneriydi. Peşinden iki korner daha geldi. Fenerbahçe, bir anda kornerlerde 3-0 öne geçti ve ardından bu sayı 4 oldu, ancak sonuç alamadı.

63. dakikada Mourinho, Talisca ve Mert Müldür hamlelerini yaptı. Kalan dakikalarda Fenerbahçe ne yaptıysa olmadı ve maç başladığı gibi sona erdi.

Fenerbahçe, 10 şut atıp 3 kez kaleyi bulduğu, 5 korner kullandığı maçı, Galatasaray ise yalnızca 1’i kaleyi bulan 4 şutla tamamladı. Galatasaray, kendi sahasında tek bir korner bile kullanamadı. Bu da herhalde bir ilk!

Sonuç olarak, Avrupa’dan “son 16’ya kalmış tek Türk takımı” olarak yorgun dönen, üstelik mağlup olmadan gelen ve rakibine göre daha az dinlenen Fenerbahçe, daha çok pozisyon bulduğu, daha çok şut attığı ve bir golünün sayılmadığı maçtan 1 puanla ayrıldı.

Gol beklentisi de Fenerbahçe lehine 1,53’e 0,12 idi.

6 puanlık fark devam ediyor ancak şu an değişen hiçbir şey yok. Şampiyonluk yarışı son haftaya kadar sürecek.

Bu arada Sloven hakem hakkında da birkaç şey söyleyelim. Maçın nasıl yönetilmesi gerektiğini adeta ders niteliğinde gösterdi. Çok sakindi, kararlıydı ve ufacık dokunuşlara Türk hakemlerinin yaptığı gibi faul çalmadı.

Bu hakem için hafta boyunca yaygara yapan Galatasaray yöneticileri ve özellikle Okan Buruk herhalde biraz utanmıştır. Hem Fenerbahçe’ye ve başkanına hem de Acun Ilıcalı’ya bir özür borçları var.

{ "vars": { "account": "G-BVBXRHTL2Y" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }