Fenerbahçe Beko serinin üçüncü maçında müthiş bir skor dağılımı ile maçı kazandı. Fransa'daki maçlarda Wilbekin ve Tyler Dorsey'den canı yanan Sasha Obradovic, üçüncü maçta bu ikiliyi iyi savununca, çembere daha çok yaklaşan bir Fenerbahçe Beko izledik.
Maçın büyük bir kısmını çift haneli fark ile önde götüren Fenerbahçe Beko'da koç Sarunas Jasikevicius, Monaco her farkı kapama sekansını bulduğunda, doğru zamanda müdahale ederek molaları ile farkın kapanmasını engelledi. Zira Saras'ın bu maçtaki after time'leri 8 sayı olarak haneye yansıdı. Savunma anlamında Papaigannis ile adam değişmeli 5 iyi bir çözüm oldu. Tepeye Sestina'yı koyduğu bölümler dışında bu çözüm gayet başarılı oldu. Guduric'in muazzam performansı da maçın önemli notlarından biri oldu.
Bu seride gördük ki Fenerbahçe tempoyu yükselttiği anlarda, hücumda karar vericileri iyi olmayan Monaco'yu panik hücumlara yönlendirerek rakibin skor üretkenliğini azaltıyor. Özellikle bu maçta dengeli hücumlar yapan Fenerbahçe Beko'nun hareketli pas temposu kollektif oyun anlayışını olumlu anlamda etkiledi.
Monaco, Diallo'nun ektra basketleriyle skora tutunurken, Fenerbahçe Beko'da buna karşılık Tarık Biberovic'in isabetli üçlükleri ile rakibin enerjisini düşürmeyi başardı. Tarık, gecenin X faktörüydü.
Fenerbahçe Beko, oyunun akışı içinde zaman zaman momentum kaymaları olsa da Monaco'nun işin içine girmesine izin vermedi. Eksiklere rağmen beş kısaya dönebilen temsilcimiz serinin kalan maçı için de mutlak favori biziz mesajını verdi.
Belki Guduric, Wilbekin, Noah çok iyi savunma yaptığı anlarda aksayan Sestina yerine Dyshawn Pierre biraz fazla süre alabilirdi. Özellikle eşleşmeli alan savunması yaparken tepede Tarık ve Noua oyundayken, drive'a izin vermeyen düzen gayet iyi işledi. Noua'nın atletizmi dikkat çekici olmasına karşın koç Sestina'yı savunma anlamında daha fazla tercih etti. Tabi hücum temposu açısından bakıldığında Saras'ın bu tercihinin pek yanlış olmadığını vurgulamak gerekir.
Monaco'nun kilit ismi Mike James serinin ikinci maçında olduğu gibi bu akşamda Fenerbahçe'nin etkili yakın temas oyunun içinde kayboldu. Saras, Mike James'in nasıl savunulacağını tüm meslektaşlarına bir kez daha göstermiş oldu.
Nick Calathes de ayrı parantez açmak istiyorum. 13 Sayı, 4 rebound, 5 asist , 2 top çalma ve 18 verimlilikle maçın MVP'si oldu. Sezon başındaki istenmeyen adam konumundan takımın en değerli oyuncusu haline gelen Yunan Guard, bu muhteşem meydan okuması ile Fenerbahçe'yi Final Four'un eşiğine kadar getirdi.
Damir Javor'un son zamanlarda bu kadar adil maç yönettiğini de görmemiştik sanırım. Bunu da dipnot olarak eklemekte fayda var.
Şimdi artık iki gün sonra oynanacak serinin dördüncü maçına odaklanma vakti. Bu akşam Ülker Arena'yı rakip için cehenneme çeviren dünyanın en büyük spor kulübünün taraftarı, Cuma günü da aynı coşku ve destekle takımının yanında olacaktır. Takım da bugünkü ciddiyet ve motivasyonla maçı kazanarak Final Four biletini cebine koyacaktır.
Hadi şimdi bir kez daha Yaşa Fenerbahçe...