Doç. Dr. Yıldırım, "Söz konusu bu yöntem, kanama miktarında azalma ve çok daha anatomik boşluklardan faydalanarak normal omurga yapısına kalıcı bir hasar vermeden hastalanan bölgeye girmemize imkân sağlıyor. 2-3 saat sonra biz hastayı güvenle ayağa kaldırıp yürütebiliyoruz. 10-15 gün içinde de iş hayatına geri dönebiliyorlar” dedi.
Liv Hospital Ankara Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Timur Yıldırım, endoskopik bel fıtığı ameliyatı hakkında bilgi verdi. Doç. Dr. Yıldırım, öncelikle bel fıtığı rahatsızlığı ile ilgili, “Bel fıtığı belimizdeki omurların arasında yer alan kıkırdak yapının zamanla birtakım faktörlere bağlı olarak yıpranmasıyla ortaya çıkan, aslında hemen hemen hepimizde ufak da olsa bulunan bir rahatsızlıktır. Bu fıtıklaşma yani kıkırdaktaki o zedelenme zamanla artış gösterdiğinde, omurilik kanalının içine ya da bacağımıza omurilikten çıkan sinirlerin bulunduğu yuvalara baskı yaptığında ciddi bel ağrıları, bacak ağrıları bacaklarda uyuşma, karıncalanma, kuvvet kayıplarıyla sonuçlanabilecek hatta daha da ilerlediğinde idrar kaçırmaları, idrar yapamamalar, büyük abdest kaçırmalar gibi çok daha ciddi sorunlara sebep olabilecek bir hastalıktır. Bel fıtığını bel ağrısından ayırmamız gerekiyor. Yani her bel ağrısı bel fıtığı mıdır dediğimizde tabii ki değil. Bel ağrılarının yüzde 80’i mekanik bel ağrıları oluyor. Bu bel ağrıları daha uzun süreye yayılıp özellikle kalçalarda bacağa doğru yayılan ciddi ağrılar ortaya çıkartıyorsa, mutlaka bir sağlık merkezine başvurup bununla ilgili muayeneyi ve görüntüleme tetkiklerini yapmak gerekiyor” diye konuştu.
‘TERCİH EDİLEBİLİR YÖNTEMLERİN BAŞINDA GELİYOR’
Bel fıtığının cerrahi olmadan da tedavisinin gerçekleştirilebildiğini ifade eden Doç. Dr. Yıldırım, “Bel fıtıklarının yaklaşık yüzde 3 ile 5’i aslında gerçekten cerrahi müdahale gerektiren bel fıtıkları oluyor. Birçoğu fizik tedavi yöntemleriyle, ağrı kesicilerle, ilaçlarla, birtakım daha pratik yöntemlerle çözülebiliyor. Ama şiddetli ağrılar, ağrıların çok yüksek olması, bacaklarda kuvvet kayıplarının olması, idrar yapamama, büyük abdest kaçırma gibi ciddi omurilikle ilgili bulgular ortaya çıktığında, kaçınılmaz olarak cerrahi müdahaleler devreye giriyor. Bu anlamda da cerrahi müdahale mikrodistektomi, en çok kullanılan günümüzdeki tekniklerden biri. Ama ileri seviye teknik olarak, yeni gelişen bir teknik olarak da endoskopik yöntemlerden faydalanmaktayız. Günümüzde sıkça bu yöntemi kullanıyoruz” dedi.
Endoskopik diskektomide, normal klasik uyguladıkları mikrodiskektomi yönteminden farklı olarak ameliyatı uygulayacakları giriş yerinin yine aynı olduğunun altını çizen Doç. Dr. Yıldırım, “Ancak çok daha küçük bir kesi kullanıyoruz. Yaklaşık 7 milimetrelik bir kesiden faydalanıyoruz ve bu 1 santimetrenin de altında olan bir yara oluyor. Doğal boşluklardan faydalanarak 4 milimetrelik bir açıklıktan omurganın içine girerek, kapalı bir şekilde çok daha az kan kaybına sebep olarak, çevre dokulara çok daha az zarar vererek bu ameliyatı gerçekleştirebiliyoruz. Bu anlamda çok daha faydalı ve hastanın özellikle ameliyat sonrası süreçte ameliyata bağlı ağrılarının çok daha az olduğunu görüyoruz. Teknik altyapının uygun olduğu merkezlerde endoskopik diskektomi yöntemi, mikrodiskektomi yöntemiyle beraber uygun vakalarda güvenle rahatlıkla uygulanabilecek bir cerrahi yöntemdir. Endoskopik diskektomi özellikle çok daha yakın bir görüntü sağlaması, kan kaybına daha az sebep olması nedeniyle hem cerrah açısından hem hasta ve cerrahinin güvenliği açısından çok daha tercih edilebilir yöntemlerin başında geliyor” ifadelerini kullandı.
‘HER BEL FITIĞI HASTASINA UYGULANABİLİR’
Doç. Dr. Yıldırım, her bel fıtığı hastasında endoskopik diskektomi yönteminin kullanılabileceğini belirterek, “Tabii endoskopik yöntemin yeni oluşu ve öğrenmeyle ilgili süreçlerin biraz daha uzun olmasından dolayı çok daha büyük cerrahi gerektirecek vakalardan ziyade, bel fıtığı hastalarında güvenle uygulayabiliyoruz. Her hastaya uygulanabilir. Özellikle obezitesi olan, yüksek kilolu hastalarda diğer normal cerrahi yöntemlerimiz, en sık kullandığımız mikrodiskek yöntemi bile çok kilolu hastalarda ciddi sıkıntılar oluşturabiliyor. Daha büyük yaraya sebep olabiliyor. Endoskopiyi burada güvenle tercih edebiliyoruz. Çünkü endoskop çok daha kilodan bağımsız olarak doğal boşlukları, çevre dokuya zarar vermeden ameliyatı kolaylıkla sağlıyor. Ayrıca, çevre dokulara daha az zarar verdiğimiz için ameliyat sonrası süreçte ameliyattan hemen sonraki saatlerde çok konforlu oluyor. Özellikle 2-3 saat sonra biz hastayı güvenle ayağa kaldırıp yürütebiliyoruz. Tabi genel anesteziyi de çoğu zaman yaptığımız için bu ameliyatları biz bir gece kadar hastaya yatırıyoruz ve ertesi gün rahatlıkla taburcu edebiliyoruz. Çok daha kısa sürede 10-15 gün içinde de iş hayatına geri dönebiliyorlar. Günlük sosyal yaşantılarına geri dönebiliyorlar. Bu anlamda ciddi faydaları var” diye konuştu. (DHA)