CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin düzenlediği 'Birinci Basamak ve Koruyucu Sağlık Hizmetleri Çalıştayı'nda konuştu. Özel, ülkenin uzun zamandır ağır bir ekonomik krizin içinde olduğunu söyleyerek, "Ancak bu krizi çözmekten aciz bir iktidarla ve bu krizi gerçek anlamda çözmek istemeyen toplumun belli kısımlarını kayırmak, belli kısımlarını oyalamak, ihtiyaç olduğunda oy almak üzere belli alanları gevşeten, belli alanları sıkan ama sonuçta bir genele refah getirmek yerine tam aksini tercih eden bir iktidarla karşı karşıyayız. Artık eskinin orta direği yoksul, eskinin yoksulu bugün derin bir yoksulluk girdabının içerisinde" dedi.
'100 YILIN YALANIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ'
Özel, bu ekonomik krizin özellikle eğitim ve sağlık hizmetlerinde yansıyan bir sosyal krize dönüşmüş durumda olduğunu söyleyerek, "CHP olarak temel önceliğimiz koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi. Koruyucu sağlık hizmetlerinin önemi ortadayken 2024 yılı için hazırlanan bütçede koruyucu sağlık hizmetleri için bütçede kişi başına ayrılan tutar sadece bin 243 liradır. Yani bu devlet, her birimizin sağlığını korumak için sadece bin 243 lira ayırmıştır. Bu, meseleye nereden bakıldığını göstermek için en önemli göstergedir. Sağlık Bakanlığının 2024 bütçesinin başlangıç ödeneğinin yüzde 27,6’sı kabaca, 4’te 1’i koruyucu sağlık hizmetlerine, 4’te 3’ü tedavi edici sağlık hizmetlerine ayrılmış durumdadır. Oysa, koruyucu sağlık hizmetlerinin bütçe içindeki oranının artması gerekliliği bu salonun çok uzun yıllardır ifade ettiği ve tüm sorunların kaynağını oluşturan sebebin ta kendisidir. Gündelik olarak 'Hastalansınlar, tedavi ederiz, tedavi olacakları hastaneye ihale ederiz, hastanenin içindeki tüm hizmetleri taşere ederiz, bu taşerasyona garanti ederiz, o garantiyle hem bizimkiler daimi bir gelir elde ederler, hem de vatandaşa ‘hastaneyi bedavaya getirdik’ deriz' diye bence 100 yılın en büyük yalanıyla karşı karşıyayız" diye konuştu.
'ŞEHİR HASTANELERİ İÇİN 186 MİLYAR LİRA ÖDECEKTİR"
Özel, yurttaşların yaşadıkları yerlere yakın yerlerde düzenli sağlık kontrolü, erken tanı testleri yaptırabilmelerini temin etmek zorunda olduklarını ifade ederek, "İktidarın sorun çözen değil bu sorunları derinleştiren politikalarını takip ediyoruz. 2023 yılında verem ve kızamık gibi pek çok aşının zamanında tedarik edilmediği için aşılama hizmetlerinde büyük aksaklıklar yaşandı. Temmuz 2024 yılında Sağlık Bakanlığı'nın aşı deposundan 5'li karma kızamık, kabakulak, Hepatit A, Hepatit B, su çiçeği aşısı dağıtımlarının yapılmadığını takip ettik. 2024 yılında tedavi edici sağlık programı için ayrılan bütçenin yüzde 11'inden fazlası şehir hastanelerinin kira bedellerini karşılamak için ödendi; bu 57,5 milyar liradır. 'Milletin cebinden kuruş çıkmayacak' denilen şehir hastaneleri kullanım bedeli için 3 yılda toplam 186 milyar lira ödenecektir. Hiçbir konuda işini ciddiye almayan iktidarın boş bırakmışlığı sağlığı doğrudan tehdit etmektir. Randevu çilesinde 1,5 yıl sonrasına verilen bir göz ameliyatının, hastanın ölümünden 6 ay sonra evine telefon açılarak ameliyata davet edildiği o trajik, o ailesi kadar hepimizi kahreden sembol olay ortadadır. Bugün hastanelerde endoskopi için 1 yıl sonrasına gün verilmesi normalleşmiş. Günü veren utanmaktadır, alan şaşırmaktadır; ama bu sistemi kuranlar bu meseleye müdahale edememektedirler" ifadelerini kullandı. (DHA)