Tarihte bugün “21 Ağustos 1678”; Rus Çarlığı ile bugünkü Ukrayna sınırları içinde yapmış olduğumuz ve zaferle neticelenen Çehrin Zaferinin yıldönümü olup makalemizde Çehrin Seferi ve Çehrin Kalesinin fethi hususunda sizlere bilgi arzetmeye çalışacağız.
Serdar ı ekrem Uzun İbrâhim Paşa tarafından 1677 yılında 40.000 kişilik bir orduyla gerçekleştirilen ve üç hafta kadar süren I.Çehrin seferinden olumlu bir sonuç alınamamış ve bu sefer sırasında birçok top ve malzeme düşman eline geçmişti. Çok sarp bir arazi üzerinde bulunan, ayrıca hendek ve surlarla tahkim edilen Çehrin Kalesi’nin zaptı oldukça güçtü.
Rus General Romadonovskiy ve Ukrayna kazakları Atamanı Samoyloviç kumandasındaki 80.000- 100.000 mevcutlu Rus-Kozak birleşik ordusunun Özi Nehri’nden geçişinin Kırım Hanı Selim Giray kumandasındaki 16.000 kişilik kuvvetler tarafından engellenemeyişi, savaşın seyrini Rusya lehine değiştirmişti.
Daha fazla zayiat vermemek adına Kırım Hanı Selim Giray, Serdar ı Ekrem Uzun İbrahim Paşa’yı ikna ederek 29 Ağustos 1677’de muhasaranın kaldırılmasına karar verdiler ve bu suretle 1677 tarihli I.Çehrin seferi Osmanlı Devleti aleyhine sonuçlanmış oldu. O sırada Rus saflarında savaşan İskoç general Gordon’a göre I.Çehrin seferinde Rus - Ukrayna Kozak birleşik kuvvetlerinin ölü, yaralı, esir ve firar edenlerle mevcudu 20.000’e yakındı.
Her ne kadar düşman çok zayiat verse de I.Çehrin Seferinden zafer elde edilememesi üzerine serdarı ekrem Uzun İbrâhim Paşa ile Kırım Hanı Selim Giray görevlerinden alındılar, yerlerine Abaza Hüseyin Paşa ve Murad Giray getirildi. Ardından da sultan IV. Mehmed Han'ın bizzat sefere çıkması kararlaştırıldı.
Rus Çarı III.Feodor bir elçi göndererek meseleyi dostlukla halletme çağrısına, dostluğun ancak Osmanlılar’a ait yerlerin iadesiyle mümkün olabileceği cevabı verilerek 11 Nisan 1678 tarihinde Rusya’ya savaş ilân edildi.
Silistre’ye kadar sultan IV. Mehmed’in de katıldığı seferin serdâr-ı ekremliğine Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa getirildi. Çehrin’e yaklaşırken Osmanlı ordusuna Murad Giray kumandasındaki Kırım kuvvetleri de katıldı.
Kuşatma 21 Temmuz 1678 günü başladı. 150 kadar top ve çok bir otduyla savunulan kaleye Rus Generali Romodanovski de yardıma gelmiş ve ordugâhını Tasma suyunun karşısına kurmuştu. Üç tarafı bataklık olup ancak bir tarafından yaklaşılabilen Çehrin’in muhasarasına güçlükle devam edilirken bu arada yardıma gelen Rus ve Barabaş Kazakları’yla da kanlı savaşlar oluyordu. Bu yüzden kale gereği gibi kuşatılamıyordu. Hatta bir ara Ruslar gece karanlığından faydalanarak 20.000 kadar askeri kaleye sokmayı başardılar.
Sadrazamın otağında yapılan istişarede bazı askerî erkânın muhalefetine rağmen muhasaraya devam kararı alındı. Serdâr-ı ekremin soğukkanlılığı ve top savaşını başarıyla yürütmesi kumandanların ve askerin mâneviyatını kuvvetlendirdi.
Sonunda, kale duvarlarının altından açılan iki lağımın patlatılması ve hemen ardından yapılan genel bir hücumla kale kuşatmanın 33. günü 21 Ağustos 1678’de fethedildi. Savaşın sonucunu gören Rus Generali Romodanovski yanındaki kuvvetlerle çekilmek zorunda kaldı.
Daha sonra düşmanı takip eden Osmanlı ordusuyla Ruslar arasında kanlı çarpışmalar olduysa da kış mevsiminin yaklaşması üzerine ordu serdarlığına Kara Mehmed Paşa’yı getiren Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Edirne’ye döndü ve sultan IV. Mehmed Han tarafından büyük iltifatlarla karşılandı.
Bir süre sonra Ruslar’ın Özü nehrini geçerek Osmanlı topraklarına saldırması üzerine yeni bir sefer kararı alındı. Fakat Osmanlı ordusunun hareketini duyan Rus çarı Kırım hanının aracılığıyla barış istemek zorunda kaldı. 1679’da Kırım’ın merkezi Bahçesaray’da başlayan barış görüşmeleri ancak 3 Ocak 1681’de sonuçlanabildi ve Bahçesaray (Çehrin) Antlaşması imzalandı.
Bu Antlaşması, tarihte imzalan ilk Türk - Rus antlaşması olup iki devlet arasında 20 yıllık bir mütareke yapılmış, Özü nehri sınır kabul edilmiş, Kırım hanlarına verilmekte olan yıllık verginin aksatılmadan gönderilmesi, geçen üç yıllık verginin toptan ödenmesi, buna karşılık Kırımlılar’ın da Rus topraklarına akın yapmamaları kararlaştırılmıştı.
Mevsim şartları ve kalenin mevkii yüzünden gerek kuşatma ve fetih sırasında gerekse ordunun dönüşü esnasında çok sayıda askerin vefatına yol açan bu sefer zaferle sonuçlanmışsa da Çehrin ancak sekiz yıl kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmış, daha sonra tekrar Rusların eline geçmiştir.
Çehrin zaferi, Osmanlı devletinin sınırlarını gidebileceği en kuzey noktasına ulaştırması açısından toplumda büyük sevinçle karşılandı. O devrin şairleri bu seferle ilgili şiirler yazdılar, tarihler düşürdüler. Osmanlı şehirlerinde büyük kutlamalar yapıldı.
Şu önemli anekdotu paylaşmakta fayda var; Osmanlı Devleti Ruslarla ilk defa Çehrin Kalesinin kuşatılması sırasında karşı karşıya gelmiş ve 1677 den 1918 yılına, kadar geçen 241 yıldan 57 yılı savaşla geçmiş ve bu süre için 13 defa Osmanlı Rus savaşı olmuştur.
Velhasıl; II.Çehrin zaferinin yıldönümünde serdar ı ekrem Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’yı ve onun şanlı ordusunun askerlerini saygıyla selamlıyor, minnetle ve rahmetle anıyoruz. (الفاتحع)
Selâm ve duâ ile ...
Av. Mustafa TAŞBAŞI
Araştırmacı Yazar