Rakip Malmö, geride oyunu tercih eden bir anlayışla sahadaydı. İlk devre Beşiktaş, zaman zaman Masuaku, zaman zaman Swenson ile topu öne taşımaya çalıştı. Genelde kuzey ülke takımları defansı düşünen ekiplerdir. Beşiktaş ilk devrede Cher NDor, Mario, Gedson ile sette rakibini zorlasada, direnen rakibini geriye yaslatsa da, rakip zaman zaman Pena, Christensen, Ali ile atak geliştirmeye çalıştı; ancak Rafa, Semih, Gedson etkisiz kaldı.
İkinci yarı, Beşiktaş daha etkili oyun oynamaya çalışan bir ekip görüntüsü verdi. Bunda rakibin oyunu daha geniş alanda oynamasının etkili olduğunu söyleyebilirim. Beşiktaş’ın kanatsız olamayacağı bu dakikaya kadar kendini oldukça gösterdi. Rashica ve Musrati değişikliği, Beşiktaş’ın önde baskısını artırmasını sağladı. Paulista’nın varlığı yeter diyorum; Felix-Paulista tandemi bozulmasın derim.
Dakika 76’da, Muçi takımın 1-0’a getiren golünü atarak Beşiktaş’ı ve taraftarı bayağı rahatlattı. Beşiktaşlı oyuncular bir dönüş maçına imza attılar diyebilirim. Semih Kılıçsoy’un bireysel gayretiyle attığı 2. gol ile “Avrupa Ligi’nde yürüyeceğim” dedi. Bu maçta özellikle Swenson, Paulista, Semih’i ve tüm takımı ayakta alkışlıyorum. Beşiktaş, çok güzel bir galibiyeti camiaya hediye etti. Kötü gidişat, güzel galibiyetle güzel günlerin habercisi olacak bir görüntü verdi. Sonradan oyuna giren Rashica ve Musrati’nin takım için ne kadar önemli isimler olduğunu da görmüş olduk. Tebrikler Beşiktaş!