Tarihte bugün “29 Ağustos 1521”; Belgrad’ın Kânuni Sultan Süleyman Han riyasetindeki Osmanlı ordusu tarafından fethedildiği gün olup, makalemizde bu büyük fetihten bahsedeceğiz.
Belgrad, Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği kesimdeki plato üzerinde kurulmuş olup Kuzey ve Orta Avrupa’yı Karadeniz ve Ege denizine bağlayan tabii yollar üzerinde bulunan eski dönemlerden beri önemli ve stratejik bir yerleşim merkezidir.
Kanûnî Sultan Süleyman Han Batı’ya karşı geleneksel gazâ siyasetini canlandırırken iki ana hedefi ön plana aldı. Bunlardan ilki Orta Avrupa’nın kilidi durumunda bulunan Belgrad, diğeri Akdeniz hâkimiyeti bakımından son derece önemli olan Rodos idi.
Cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman Hân, tahta çıkar çıkmaz 46 yıllık hükümdarlığı sırasında gerçekleştirdiği ilk fetih Avrupa'nın müstahkem kalesi olan ve kilidi olarak adlandırılan Belgrat'ın Fethi'dir.
Belgrat Osmanlılar tarafından ilk defa sultan II.Murad Hân döneminde 1441 yılında Evrenesoğlu Ali Bey tarafından 6 ay boyunca kuşatılmış ancak karşılaşılan mukavemet ve orduda görülen salgın hastalık gibi sebeplerle kuşatma kaldırılmıştır.
İkinci kuşatma; Fatih Sultan Mehmed Hân riyasetindeki 150.000 kişilik bir ordu, 300 top ve 200 gemiden oluşan Orduyu Humayun tarafından 1456'da gerçekleştirildi. Bunun üzerine Papa Avrupalı Devletlere çağrıda bulunarak büyük bir Haçlı ittifakı oluşturuldu.
Hünyadi Yanoş komutasındaki büyük bir Haçlı Ordusu Belgrat Kalesi'ne geldi. Fatih Sultan Mehmed Hân ordunun en önünde can siperane savaşırken dizinden yaralandı ve muhasara ilkinde olduğu gibi bu defa da kaldırıldı.
Bu ikinci muhasarada Rumeli Beylerbeyi Dâmad Karaca Paşa ve Yeniçeri Ağası Hasan Ağa da şehit düştüler. Karşı taraftan ise Hünyadi Yanoş ve Papa'nın temsilcisi Giovanni Capistrano ağır bir şekilde yaralandılar ve bu yaraların tesiriyle biri 11 Ekim'de diğeri de 23 Ekim'de öldüler.
Belgrad, sultan II.Bayezid Han devrinde 1492'de Osmanlı kuvvetleri tarafından üçüncü kez kuşatıldı. Semendire Sancak Beyi Hadım Süleyman Paşa önderliğindeki Osmanlı kuvvetleri, şehrin kuşatılması sırasında Erdel üzerine yaptığı akınlarda mağlup olarak geri çekildi ve şehrin kuşatması kaldırıldı.
Kanuni Sultan Süleyman Han 1520 Eylül'ünde tahta çıktıktan sonra Macaristan Kralı II.Lajos'a gönderdiği elçi Behram Çavuş’un hakaret görüp sonra da öldürülmesi ve Macar kuvvetlerinin Knin'i ele geçirmesi üzerine Kânuni, Belgrad üzerine sefer düzenlemeye karar verdi. 18 Mayıs 1521 tarihinde Belgrad üzerine sefere çıkan padişahın önderliğindeki Osmanlı ordusu, Temmuz ayında şehri kuşatma altına aldı.
Sultan Süleyman; Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa'yı Sabach'ın zaptına, Semendire Bey'i Hüsrev Bey'i de Belgrat'ın muhasarası için gönderdi.
Donanma Tuna Nehri üzerinden Belgrat'a giderken karayolu ile de ordunun zaruri ihtiyaçları için 300 deve yükü Barut ve kurşun gönderildi.
Sava Nehri üzerine köprü kurulup güvenli bir şekilde geçildikten sonra Belgrat'a ulaşıldı. Muhasara başladıktan sonra şiddetli çarpışmalar yaşandı. Belgrat'ın dış kalesinin Fethi 1 hafta içinde gerçekleşti ancak; iç kalesinin fethi ise biraz daha zaman aldı. Ramazan'ın 26. gecesi olan Kadir Gecesi yani 29 Ağustos 1521 tarihinde kalenin fethi tamamlandı.
Ayrıca Böğürdelen, Zemun ve Salankamen şehirleri de Osmanlı hakimiyetine girdi. Belgrad'ın kaybedilmesinden sonra zayıflayan Macaristan Krallığı, 1526'da Osmanlı ordusuyla gerçekleşen Mohaç Muharebesi'ni kaybetmesi sonrasında Osmanlı devletine bağlandı.
Fethin ertesi günü şehre giren Kanuni Sultan Süleyman Han şehrin en büyük Kilisesini Camiiye çevirerek cuma namazını da orada kıldı. Belgrad 1541’de Budin’in alınışına kadar Osmanlılar’ın Avrupa içlerine doğru yapacakları fetihler için önemli bir askerî üs teşkil etmiştir.
Kale halkından Macaristan'a gitmek isteyenlere müsaade edildi. Kalmak isteyenler ise cizye karşılığı yerlerinde kaldılar. Bir kısım Sırplar da İstanbul'daki Belgrat Mahallesine gönderildiler.
Belgrat'ın Fethi, Avrupa'da büyük yankı uyandırdı. Çünkü burası, Hristiyanlık alemimin ele geçirilemez bir kalesi olarak görülüyordu.
Fetihten sonra Türkler buraya Dâru'l Cihâd yani Cihat Yurdu ismini verdiler. Çünkü Avrupa'daki diğer fetihler için burası stratejik öneme sahip bir üs haline geldi.
Zigetvar Seferi’nde vefat eden Kanûnî’nin cenazesi Belgrad’a getirildi ve Hünkâr tepesi denilen yerde namazı kılındı; II.Selim’e de burada biat edildi. Yine sultan III.Mehmed Han Macaristan seferine giderken Belgrad’a gelmiş ve Eğri üzerine buradan hareket etmiştir.
Daha sonraki dönemlerde de siyasî olaylara sahne olan Belgrad, Uyvar (1663) ve Viyana (1683) seferlerinde yine en önemli askerî faaliyet merkezini teşkil etti. Viyana bozgunundan sonra Avusturyalılar’ın saldırısına uğrayarak bir ara elden çıktıysa da (1688) Vezriâzam Köprülü Fâzıl Mustafa Paşa tarafından geri alındı (1690).
XIX. yüzyılın başlarında çıkan Sırp isyanları sonunda Belgrad Sırbistan’ın idarî ve siyasî merkezi oldu (1839). Burada yaşayan Türk halkının 1862’de, son Osmanlı garnizonunun da 1867’de ayrılmasıyla şehir tamamen Sırplar’ın eline geçti; ancak 1878 yılına kadar kaleye Sırp bayrağının yanı sıra Osmanlı bayrağı da çekilmeye devam etti. 1878 Berlin Antlaşması’yla kurulan bağımsız Sırbistan’ın resmen başşehri oldu.
Velhasıl; Avrupa’nin kilidi olarak addedilen bu çok müstahkem şehrin ve kalesinin fethinin yıldönümünde Kânûnî Sultan Süleyman Han’ı ve onun muzaffer ordusunu hürmetle, muhabbetle selamlıyor, minnetle ve rahmetle de yâd ediyoruz. (االفاتحه)
Selâm ve duâ ile...
Av. Mustafa TAŞBAŞI
Araştırmacı Yazar