Sanık söz konusu şartların gerçekleşmesi ile HAGB kararı verildiği taktirde verilen mahkumiyet kararı sanık hakkında sonuç doğurmayıp yalnızca beş yıl süreyle denetime tabi tutulmaktadır. Sanık hakkında verilen HAGB kararları ayrıca adli sicile kaydedilmediği gibi yalnızca mahsus sicilde kaydı tutulmaktadır.
Sanık denetime tabi tutulduğu süre içerisinde ancak kasten yeni bir suç işlerse veya anılan hükümlere aykırı davranması halinde mahkeme sanık hakkında verilen ceza hükmünü açıklar ve infaz edilir.
Kısaca bahsettiğimiz bu kavram, sanığın lehine gibi gözükse de, maalesef uygulamada kötü kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarından kaynaklı olarak sanığın aleyhine dönmüştür. Zira, sanık daha yargılamanın sonucunda verilecek mahkumiyet kararını dahi bilmeden sorgu esnasında HAGB hükümlerini kabul etmek mecburiyetinde bırakılmakla birlikte; keyfi kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarıyla belki de beraat alması gereken yerde sanık 5 yıl denetime tabi tutulmaktadır. Üstelik HAGB kararına karşı itiraz istinaf mahkemelerine değil, bir üst mahkemece incelenmekte ve nerdeyse yapılan itirazların tamamı reddedilmektedir.
HAGB’nin bu denli işlevsiz ve kötü uygulanmasının sonucunda, Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi bu maddelerin Anayasa’nın temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması hakkındaki 13. maddeye ve hak arama hürriyeti hakkındaki 36. maddeye aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle iptaline kararı verilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur.
Anayasa Mahkemesi’nin 2022/120 E. 2023/107 K. Sayılı 01/06/2023 tarihli kararına göre, HAGB’ye karşı etkili bir kanun yolunun olmaması, sanığa, HAGB’yi kabul edip etmediği mahkûmiyet yönünde bir yargı oluşmadan sorulması, HAGB ile müsadereye yer verilen hallerde itiraz kanun yolunun mülkiyet hakkını koruma bakımından yetersiz olması, kişi hakkında verilen HAGB kararı, ceza niteliğinde olmayıp kişiyi ceza tehdidi altında bırakmaktan ibaret olduğu, HAGB kurumunun uygulanmasının, sanığın infaz edilebilir bir ceza almaması sonucunu doğurduğu ve bu kurumun uygulanmasında mağdurun muvafakati ya da mağdur açısından manevi bir telafinin sağlanmasının da aranmadığı, anılan geri bırakma kararının mağdur açısından yeterli ve etkili bir giderim sağlamadığı, HAGB’nin suç işlemeye yönelik caydırıcılığı ortadan kaldırdığı ve kamu otoritelerinin keyfi eylemlerini engellemediği, özellikle işkence ve kötü muamele iddiaları bağlamında cezasızlığa yol açtığı gerekçeleriyle tüm hükümlerin tümünün oyçokluğu ile iptaline kararı vermiştir.
Ceza yargılamasında sıkça kullanılan ve önemli yer tutan HAGB yerine ikame edilecek herhangi bir düzenlemenin olup olmayacağı süreç içerisinde netlik kazanacaktır. İptal kararının 1 Ağustos 2024’te yürürlüğe girmesiyle beraber HAGB kurumu hukuk sistemimizden kalkacaktır. Bu fıkraların iptal edilmesi hukuksal boşluk yaratacağından söz konusu iptal hükümleri kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren bir yıl sonra yürürlüğe girecek, yürürlüğe gireceği tarihten önceki ceza yargılamalarına etkisi olmayacaktır.
Av. Arb. Arzu YAZAN