Türkiye İş Bankası bünyesinde yer alan kurumsal girişim sermaye şirketi ve hızlandırma programı Yapay Zekâ Fabrikası tarafından, girişimcilerin yenilikçi çözümlerini tanıtmalarına ve başarı hikâyelerini anlatmalarına olanak tanımak amacıyla ‘En İyi 100 Yapay Zeka Girişimi ile Yatırımcı Ekosistemi Buluşması’ gerçekleştirildi. Türk kurucuların liderlik ettiği dünyadaki en iyi 100 yapay zekâ girişiminin sahne aldığı etkinlik ile sektörün global ölçekte büyümesine ve Türkiye’nin bu alandaki gücünün artmasına katkı sağlanması hedefleniyor.
ARAN: YAPAY ZEKA İNSALIĞA UMUT VEREN BİR TEKNOLOJİ
Programda konuşan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, “Yapay zeka insanlığa heyecan ve umut veren beraberinde eğer doğru konumlandırmazsanız endişe de uyandıran bir teknoloji. Bugün özellikle üretken yapay zekanın geldiği yere baktığımız zaman, bunun ne sağlayacağını, topluma ne fayda vereceğini, niye önemli olduğunu düşünüyoruz. Ama pek çok açıdan da sorunlar barındırdığı bir gerçek. Özellikle işsizlik başta olmak üzere, ekonominin yeterince büyümediği ve yüksek faiz ortamında bir durgunluğun söz konusu olduğu yerde, yapay zekanın bu hızıyla hayatımıza giriyor olması, beraberinde işsizlik kaygılarını da getirdiğinden insanlık için bir soru işareti oluşturuyor. Bence bunun da üzerinde durulması gerekir. Ben buna olumlu taraftan bakma eğilimindeyim. Çünkü insan olarak yapay zekayı yarattık. Beynimizi kopyalamayı başardık, öğrenme sürecimizi bilgisayar dünyasına aktardık. Ezbere dayalı olan sistemde ezberlemeden, beynimizi kullanmadan bu veriye erişmeyi, üstelik de sınırsız bir veriye erişerek oradan akıl çıkarmayı öğrendik” dedi.
Yapay zeka konusunda bugün gelinen yerin, diğer alanlardaki gelişmelerin önüne geçtiğini belirten Aran, “Ama sağlık alanındaki gelişmeler de buraya yetiştiğinde, bu sefer bütünleşmenin olacağını düşünüyorum. Nasıl insanları ve teknolojileri sadece iyi ve kötü diye gruplandıramıyorsak, hem iyi hem de kötü olanlar bu teknolojiyle bütünleşip, hayatın bundan sonraki mücadelesinde, biraz da yapay zeka desteğiyle devam edecek” diye konuştu.
‘ÜNİVERSİTELERİ YAPAY ZEKA KONUSUNDA DESTEKLEMEK İSTİYORUZ’
İş Bankası’nın yapay zeka teknolojisine önem verdiğini aktaran Aran, “Özellikle ekonomiye nasıl bir katkı sağlamasını öngörüyoruz konusunda önem veriyoruz. Yapay zekanın dönüştürücü gücüne inanıyoruz. Finans sektörüyle güçlü bir bağı olması gerektiğine inanıyoruz. Bu yüzden biz buradaki değer zincirini üniversitelerimizden başlatıyoruz. Üniversitelerimizde yapay zeka konusunda çok iyi bölümler, öğrenciler, öğretim görevlileri olması gerektiğine inanıp, üniversitelerimizi bu konuda desteklemek istiyoruz. Bu girişimler üzerinden dijital ve yeşil dönüşüme yapacakları yatırımların finansmanını sağlıyoruz. Buna kaynak sağlıyoruz. Eğer bu yatırım süresi 18 aysa, 18 ay ödemesiz oluyor. Bu yatırımın sağlayacağı verimlilik artışıyla o yatırımın geri dönüşü 10 yılsa, 10 yıl vadede bir ödeme planıyla bu dönüşümün finansmanını sağlıyoruz. Dolayısıyla ekonomide bankaların, finans kuruluşlarının rolünü, hem bu ekosistemin yaratılması ve oluşması konusuna destek olmak hem de bu girişimlerin başarılı olması için sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Aran, henüz kuruluşunun üzerinden 2 yıl geçmemiş olmasına rağmen Yapay Zekâ Fabrikası’nın veri tabanına 2.294 yapay zekâ girişiminin kaydedildiğini; bugüne kadar yatırım yapılan 23 girişimin toplam piyasa değerinin 703,4 milyon dolara ulaştığını anlattı. “Henüz tohum aşamasında keşfedilen bu girişimlerin radara girip ekosistemin parçası olmasını, bu değerlemeye ulaşmasını ve yüzde 90’ının yurtdışına ilk satışlarını gerçekleştirmesini başlangıç için çok kıymetli buluyorum” dedi.
KARAKULLUKÇU: GİRİŞİMLER GLOBALDE YOLCULUKLARINI NASIL GERÇEKLEŞTRDİKLERİNE DAİR TAVSİYELER ALIYOR
Yapay Zeka Fabrikası Başkanı Barış Karakullukçu, “İş Bankası'nın 100’üncü yaşından ilham aldığımız, yapay zeka girişimlerini VC'lerle buluşturduğumuz gün harika başladı. VC paydaşlarımızla en uygun girişimleri seçmek için 3 aydır hummalı bir çalışma sergiledik. 100 tane önde gelen girişimi İş Kule'de, Türkiye'nin yapay zeka ekosisteminin kalbini burada attıracak şekliyle organize etmekten dolayı çok heyecanlıyız. Girişimler burada başarı yolculuklarını, bu yolculukta aldıkları dersleri ve genç girişimcilere tavsiyelerini paylaşıyor. Girişimlerin globalde yolculuklarını nasıl gerçekleştirdiklerini öğrenirken buradan çok kıymetli tavsiyeler de alıyoruz. Girişimlerin birbirleriyle kaynaştıkları, girişimlere diğer VC'lerden yatırımcı adaylarının çıktığı, tanıştırıldığı, kurumsal seçkin iş liderleriyle girişimlerin bir araya gelip, buralardan müşteriler çıktığını hayal ediyoruz. Bunların tohumlarını bugün burada atmaktan dolayı çok mutluyuz. Birlikte çok güzel bir geleceği kurgulayabileceğimizi, Türkiye'nin yapay zeka alanında rekabetçi konumlara gelmesi için çok güzel aşamalar katedebileceğimize inanıyoruz” dedi.
ÖZCAN: VERİNİN ÇOK YOĞUN OLDUĞU FİNANS, SAĞLIK GİBİ SEKTÖRLERDE YAPAY ZEKA ÇOK BÜYÜK DEĞİŞİKLER YARATABİLİR
Oxford Girişimcilik ve İnovasyon Profesörü Prof. Pınar Özcan, “Burada olduğum için çok memnunum. Böyle bir çalışmanın Türkiye’de olması da çok gurur verici. Yapay zeka niye önemli diye başlamak istiyorum. Yapay zeka aslında 10 yıl önce bizim teknolojinin sınırlarında gördüğümüz ve belki hayatımızı çok etkileyeceğinden emin olmadığımız bir şeydi. Ama aslında uzun bir süredir birçok sektörde ve alanda veri topluyoruz. Bunun bizim hayatımıza etkisi olması için de birtakım araçlar gerekiyordu. Burada da yapay zeka ve makine öğrenmesi çok önem kazandı. Bu teknolojiler yıllardır gelişiyordu ama verilerle birleştiğinde gerçekten çok önem kazandı. Özellikle de verinin çok yoğun olduğu finans, sağlık gibi sektörlerde yapay zeka çok büyük değişikler yaratabilir” ifadelerini kullandı.
‘YAPAY ZEKA VERİ OLMADAN OLMUYOR’
Ekosistemin başarılı olması için paydaşların önemli görevleri olduğunu söyleyen Özcan, “Ekosistemden de aynı zamanda yarar sağlamaları gerekiyor. Burada gişimcilerin etrafındaki ekosistemi kurmak ve yönetmek hiç kolay değil. Öncelikle yatırım kısmı var. Bir yandan yapay zeka veri olmadan olmuyor. Birçok girşimci de hayatına ileri teknolojiyle ama veri ihtiyacıyla başlıyor. Dolayısıyla onların bu verilere ulaşabilmesi ve yapay zeka algoritmalarını eğitebilmeleri de çok önemli. Burada büyük şirketler sadece yatırımcı olak değil aynı zamanda ortak olarak da çok önemli. Büyük şirket ve yapay zeka girişimcileri arasındaki ortaklıklar çok ileri boyutlara gelebilir. ‘Her zaman yaşadığımız kültür farkları veriyi nasıl kullanılması konusundaki yasalar nelerdir? Veri sızarsa ne olur?’ gibi birçok önemli sorunun da bulunması lazım” diye belirtti.
